1940'tan Günümüze Sanat - Varlık Stratejileri

Stok Kodu:
9786054146109
Boyut:
22.00x28.00
Sayfa Sayısı:
560
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-10
Çeviren:
Göral Erinç Yılmaz
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Art Since 1940 Strategies of Being
Kategori:
9786054146109
369968
1940'tan Günümüze Sanat - Varlık Stratejileri
1940'tan Günümüze Sanat - Varlık Stratejileri
160.00

Büyük sanat yapıtları, olağanüstü bireylerin kendi varoluşlarının – kendi içlerinde ve dünyada- hakikatiyle hesaplaşma çabalarından doğar. Sanatçının deneyimi başkalarının deneyimine dokunduğu düzeyde, çalışması da bir başkası için olaylara ilişkin taze bir bakış açısı sunar her ne kadar amaç bu olmasa da. Sanatçıların, ideallerini keşfetmeleri ve sanatları aracılığıyla kendileri için belirleyici önem taşıyan konuların anlamları üzerine tahminlerde bulunmaları açısından bu, manevi bir uğraşıdır. Sanatın en çok anlaşılmaya, anımsanmaya ve üzerinde tartışılmaya değer yönü de budur.

Çağdaş eleştiri içinde tarihin kolektif yönü vurgulanmaktayken bazıları bu kitabı “kahramanlık anlatıları” sunduğu için eleştirebilir. Bu da isabetli olur. Sanatçılar kültürün ortak deneyiminin karşısında dururlar; burada tanımlanan “kahramanlık” modelleri hayal gücünün, sezgi ve düşüncenin üstün başarılarından oluşur. Bize ilham verecek böylesi “kahramanlık anlatılarının'' bulunmadığı bir kültür, doğrusu kasvetli bir manzara oluşturacaktır.

Bu kitap, 1940'tan günümüze sanatı, burada daha da geniş bağlamıyla ele alınan yetmiş yılı, az sayıda bölümün arasına serpiştirilmiş olan teker teker sanatçıların biricik katkılarının bir birikimi olarak inceleme girişiminde bulunmaktadır. Bu daha genel bölümler, yer darlığından daha derin bir biçimde tartışmaya olanak bulamadığım, tarihsel açısından daha az belirleyici olsa da bir takım başka harika sanatçıları da içermektedir. Bu konuyla ilgili öngörülü olmaya çalıştım ve hangi sanatçıların kendi kültürel anlarını en anlamlı biçimde şekillendirmiş olduğu konusunda bir yargıya vardım; Özellikle sanatçılar, bana kendilerine ilham veren yapıtlardan söz ederlerken dinleme konusunda dikkatli bir alan araştırmacısı olmaya çalıştım. Bunlara karşın, aynı ölçütlere uyarak derinden hayran olduğum pek çok sanatçıyla ilgili çok az şey söylediğim – ya da onları bütünüyle dışarıda bıraktığım – için söz konusu ayıklama süreci benim için aynı zamanda acılı oldu.

Belli sanatçılara ait olan ve kitapta yer alan illüstrasyon sayısının, benim onların etkisine ilişkin değerlendirmemle tam olarak orantılı olmadığını da eklemeliyim; Kimi zaman yalnızca bir düşünceyi açıklayabilmek için daha fazla resme gereksinim duyulduğu oldu. Aynı zamanda önemli sanatçıları, en belirgin etkiyi yarattıkları zamana göre kronolojik bağlam içerisinde detaylı bir kapsamla sundum. Dolayısıyla, örneğin Guston ve Bearden gibi sanatçılar, o dönemde en az yirmi yıldır oldukça iyi tanınan sanatçılar olmalarına karşın Yetmişler sanatı içerisindeki belirleyici rolleriyle ilişkili olarak gündeme gelmektedir. Son olarak, apaçık olması gereken bir şeye işaret etmek istiyorum – o da, çalışmanın Avrupa ve Amerikan sanatının bir incelemesi olarak tasarlanmış olduğu ve Paris'teki sanat sahnesinin büyük bir bölümünün en masse New York'a taşındığı ve kenti dünyanın sanat başkentine dönüştürdüğü dönem olduğu için başlangıç tarihi olarak 1940'ı seçtiğimdir. 1990'ların sonlarınagelindiğinde, tek bir sanat merkezi düşüncesi ortadan kalkmıştı; onun yerine, giderek daha muhteşem sanat mikro ekolojileri geniş kapsamlı bir incelemeyi olanaksız kılarak tüm dünyaya dağılmıştır. Dolayısıyla en güncel çalışmalar için bunun yerine küresel kültürün kimi önemli konularını anlamamıza ve ifade etmemize yardımcı olabilecek çeşitli sanatçıları incelemeye çalıştım.

Okuyucu, her şey hesaba katıldığında benim akımlara inanmadığımı açıkça görecektir. Sanat hareketleri karmaşık kalması gereken şeyleri basitleştirirler. Bilim alanında, insan, incelenen fenomenin en basit açıklamasının peşindeyken, sanatın ve sosyal bilimlerin ana fikri zihnimizi, dünyayı görme biçimimizle ilgili olarak daha fazla alternatife ve belirsizliğe açmaktır.

Büyük sanat yapıtları, olağanüstü bireylerin kendi varoluşlarının – kendi içlerinde ve dünyada- hakikatiyle hesaplaşma çabalarından doğar. Sanatçının deneyimi başkalarının deneyimine dokunduğu düzeyde, çalışması da bir başkası için olaylara ilişkin taze bir bakış açısı sunar her ne kadar amaç bu olmasa da. Sanatçıların, ideallerini keşfetmeleri ve sanatları aracılığıyla kendileri için belirleyici önem taşıyan konuların anlamları üzerine tahminlerde bulunmaları açısından bu, manevi bir uğraşıdır. Sanatın en çok anlaşılmaya, anımsanmaya ve üzerinde tartışılmaya değer yönü de budur.

Çağdaş eleştiri içinde tarihin kolektif yönü vurgulanmaktayken bazıları bu kitabı “kahramanlık anlatıları” sunduğu için eleştirebilir. Bu da isabetli olur. Sanatçılar kültürün ortak deneyiminin karşısında dururlar; burada tanımlanan “kahramanlık” modelleri hayal gücünün, sezgi ve düşüncenin üstün başarılarından oluşur. Bize ilham verecek böylesi “kahramanlık anlatılarının'' bulunmadığı bir kültür, doğrusu kasvetli bir manzara oluşturacaktır.

Bu kitap, 1940'tan günümüze sanatı, burada daha da geniş bağlamıyla ele alınan yetmiş yılı, az sayıda bölümün arasına serpiştirilmiş olan teker teker sanatçıların biricik katkılarının bir birikimi olarak inceleme girişiminde bulunmaktadır. Bu daha genel bölümler, yer darlığından daha derin bir biçimde tartışmaya olanak bulamadığım, tarihsel açısından daha az belirleyici olsa da bir takım başka harika sanatçıları da içermektedir. Bu konuyla ilgili öngörülü olmaya çalıştım ve hangi sanatçıların kendi kültürel anlarını en anlamlı biçimde şekillendirmiş olduğu konusunda bir yargıya vardım; Özellikle sanatçılar, bana kendilerine ilham veren yapıtlardan söz ederlerken dinleme konusunda dikkatli bir alan araştırmacısı olmaya çalıştım. Bunlara karşın, aynı ölçütlere uyarak derinden hayran olduğum pek çok sanatçıyla ilgili çok az şey söylediğim – ya da onları bütünüyle dışarıda bıraktığım – için söz konusu ayıklama süreci benim için aynı zamanda acılı oldu.

Belli sanatçılara ait olan ve kitapta yer alan illüstrasyon sayısının, benim onların etkisine ilişkin değerlendirmemle tam olarak orantılı olmadığını da eklemeliyim; Kimi zaman yalnızca bir düşünceyi açıklayabilmek için daha fazla resme gereksinim duyulduğu oldu. Aynı zamanda önemli sanatçıları, en belirgin etkiyi yarattıkları zamana göre kronolojik bağlam içerisinde detaylı bir kapsamla sundum. Dolayısıyla, örneğin Guston ve Bearden gibi sanatçılar, o dönemde en az yirmi yıldır oldukça iyi tanınan sanatçılar olmalarına karşın Yetmişler sanatı içerisindeki belirleyici rolleriyle ilişkili olarak gündeme gelmektedir. Son olarak, apaçık olması gereken bir şeye işaret etmek istiyorum – o da, çalışmanın Avrupa ve Amerikan sanatının bir incelemesi olarak tasarlanmış olduğu ve Paris'teki sanat sahnesinin büyük bir bölümünün en masse New York'a taşındığı ve kenti dünyanın sanat başkentine dönüştürdüğü dönem olduğu için başlangıç tarihi olarak 1940'ı seçtiğimdir. 1990'ların sonlarınagelindiğinde, tek bir sanat merkezi düşüncesi ortadan kalkmıştı; onun yerine, giderek daha muhteşem sanat mikro ekolojileri geniş kapsamlı bir incelemeyi olanaksız kılarak tüm dünyaya dağılmıştır. Dolayısıyla en güncel çalışmalar için bunun yerine küresel kültürün kimi önemli konularını anlamamıza ve ifade etmemize yardımcı olabilecek çeşitli sanatçıları incelemeye çalıştım.

Okuyucu, her şey hesaba katıldığında benim akımlara inanmadığımı açıkça görecektir. Sanat hareketleri karmaşık kalması gereken şeyleri basitleştirirler. Bilim alanında, insan, incelenen fenomenin en basit açıklamasının peşindeyken, sanatın ve sosyal bilimlerin ana fikri zihnimizi, dünyayı görme biçimimizle ilgili olarak daha fazla alternatife ve belirsizliğe açmaktır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat