Bu eserde yer alan masallarda, Altay Dağları'nın geçit vermez vadilerinde, coşkun akan nehirlerinin kıyısında yaşayıp karanlık ve sık ormanlarında avlanan Altaylıların uzun asırlar boyunca mitolojiden gerçeğe uzanan ve ikisi arasındaki çizgiyi zaman zaman ayırt edilemez hale getiren hayal dünyasını bulmak mümkündür. Bu hayal dünyasında kimler ve neler yoktur ki; zalim ve aptal yöneticiler, bilge kadınlar, Ay ve Güneş kadar güzel genç kızlar, gökyüzü Tanrılarını dize getiren güçlü ve yakışıklı delikanlılar, mahkeme kurup adil yargı yapan hayvanlar, yer altından çıkan ve kötülük saçan ruhlar, sahiplerine sadık ve vefalı eşyalar, ağaç kabuğundan yapılmış ayılarda tasvir edilip anlatılmış, yalnızca çocukları değil büyükleri de heyecanlandırarak yüreklerini ısıtıp bugüne kadar ulaşmıştır. Onların bir çoğunda bütün dünya masallarında olduğu gibi onlarca cilt esere sığacak bilgeliklerin birkaç cümleyle anlatıldığı görülür. Yeter ki, okuyucu/dinleyici bana masal anlatma, geç bu masalları kabilinden sözlerin dışında başka bir gözle masallara bakabilsin. Bu eserde yer alan masallarda, Altay Dağları'nın geçit vermez vadilerinde, coşkun akan nehirlerinin kıyısında yaşayıp karanlık ve sık ormanlarında avlanan Altaylıların uzun asırlar boyunca mitolojiden gerçeğe uzanan ve ikisi arasındaki çizgiyi zaman zaman ayırt edilemez hale getiren hayal dünyasını bulmak mümkündür. Bu hayal dünyasında kimler ve neler yoktur ki; zalim ve aptal yöneticiler, bilge kadınlar, Ay ve Güneş kadar güzel genç kızlar, gökyüzü Tanrılarını dize getiren güçlü ve yakışıklı delikanlılar, mahkeme kurup adil yargı yapan hayvanlar, yer altından çıkan ve kötülük saçan ruhlar, sahiplerine sadık ve vefalı eşyalar, ağaç kabuğundan yapılmış ayılarda tasvir edilip anlatılmış, yalnızca çocukları değil büyükleri de heyecanlandırarak yüreklerini ısıtıp bugüne kadar ulaşmıştır. Onların bir çoğunda bütün dünya masallarında olduğu gibi onlarca cilt esere sığacak bilgeliklerin birkaç cümleyle anlatıldığı görülür. Yeter ki, okuyucu/dinleyici bana masal anlatma, geç bu masalları kabilinden sözlerin dışında başka bir gözle masallara bakabilsin.
Bu eserde yer alan masallarda, Altay Dağları'nın geçit vermez vadilerinde, coşkun akan nehirlerinin kıyısında yaşayıp karanlık ve sık ormanlarında avlanan Altaylıların uzun asırlar boyunca mitolojiden gerçeğe uzanan ve ikisi arasındaki çizgiyi zaman zaman ayırt edilemez hale getiren hayal dünyasını bulmak mümkündür. Bu hayal dünyasında kimler ve neler yoktur ki; zalim ve aptal yöneticiler, bilge kadınlar, Ay ve Güneş kadar güzel genç kızlar, gökyüzü Tanrılarını dize getiren güçlü ve yakışıklı delikanlılar, mahkeme kurup adil yargı yapan hayvanlar, yer altından çıkan ve kötülük saçan ruhlar, sahiplerine sadık ve vefalı eşyalar, ağaç kabuğundan yapılmış ayılarda tasvir edilip anlatılmış, yalnızca çocukları değil büyükleri de heyecanlandırarak yüreklerini ısıtıp bugüne kadar ulaşmıştır. Onların bir çoğunda bütün dünya masallarında olduğu gibi onlarca cilt esere sığacak bilgeliklerin birkaç cümleyle anlatıldığı görülür. Yeter ki, okuyucu/dinleyici bana masal anlatma, geç bu masalları kabilinden sözlerin dışında başka bir gözle masallara bakabilsin. Bu eserde yer alan masallarda, Altay Dağları'nın geçit vermez vadilerinde, coşkun akan nehirlerinin kıyısında yaşayıp karanlık ve sık ormanlarında avlanan Altaylıların uzun asırlar boyunca mitolojiden gerçeğe uzanan ve ikisi arasındaki çizgiyi zaman zaman ayırt edilemez hale getiren hayal dünyasını bulmak mümkündür. Bu hayal dünyasında kimler ve neler yoktur ki; zalim ve aptal yöneticiler, bilge kadınlar, Ay ve Güneş kadar güzel genç kızlar, gökyüzü Tanrılarını dize getiren güçlü ve yakışıklı delikanlılar, mahkeme kurup adil yargı yapan hayvanlar, yer altından çıkan ve kötülük saçan ruhlar, sahiplerine sadık ve vefalı eşyalar, ağaç kabuğundan yapılmış ayılarda tasvir edilip anlatılmış, yalnızca çocukları değil büyükleri de heyecanlandırarak yüreklerini ısıtıp bugüne kadar ulaşmıştır. Onların bir çoğunda bütün dünya masallarında olduğu gibi onlarca cilt esere sığacak bilgeliklerin birkaç cümleyle anlatıldığı görülür. Yeter ki, okuyucu/dinleyici bana masal anlatma, geç bu masalları kabilinden sözlerin dışında başka bir gözle masallara bakabilsin.