Günümüzde Mustafa Kemal'e erişebilmiş olanlar parmakla sayılacak kadar az. Özellikle bunların anıları engin denizlerdeki inci tanelerine rastlayabilmek kadar nadir…
Elinizdeki kitap bu mutluluklardan biri…
"Yurdakul" sözcüğü tek başına olduğunda bir özlem ifade eder. Benim için "Yurdakul" sözcüğü Halil Nuri Yurdakul olunca gerçek anlamını bulur. Çünkü, şu an bir vatandaş ismi olmanın yanında on dokuz yaşında bıyıkları henüz yeni terlemiş bir gencin kişiliğinde, vatana "kul olma" hayat hikayesidir. Bu kitaptaki Atatürk anılarını derleyen de o Halil Nuri Yurdakul'un oğludur. Ve babası ona Yurdakul olmayı hem öz ad hem de soyadı olarak vermiştir.
Oğlu, ünlü hekim Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul'un; babası ve arkadaşlarından derlediği bu kitapta, sanıyorum ki "Mustafa Kemal devri kişileri" için çoğunlukla ilk defa okuduğunuz, söylenecek anektodlar, anılar, olaylar bulacaksınız. Bunların tümü yaşanmış gerçeklerin belleklerde hatırlanabilecek ve belki de yadırganacak olaylardır.
Bu "yadırgama"ya şaşmıyor, ama şuna inanıyorum ki, anlatılan olaylar ve kişileri günümüz Türkiye'sinde "efsane" sayılacaktır. Cumhuriyetimiz de böylesine efsane sayılacak yiğitlik, cesaret, öngörülülük terkibi değil midir?
Cemal Kutay
Günümüzde Mustafa Kemal'e erişebilmiş olanlar parmakla sayılacak kadar az. Özellikle bunların anıları engin denizlerdeki inci tanelerine rastlayabilmek kadar nadir…
Elinizdeki kitap bu mutluluklardan biri…
"Yurdakul" sözcüğü tek başına olduğunda bir özlem ifade eder. Benim için "Yurdakul" sözcüğü Halil Nuri Yurdakul olunca gerçek anlamını bulur. Çünkü, şu an bir vatandaş ismi olmanın yanında on dokuz yaşında bıyıkları henüz yeni terlemiş bir gencin kişiliğinde, vatana "kul olma" hayat hikayesidir. Bu kitaptaki Atatürk anılarını derleyen de o Halil Nuri Yurdakul'un oğludur. Ve babası ona Yurdakul olmayı hem öz ad hem de soyadı olarak vermiştir.
Oğlu, ünlü hekim Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul'un; babası ve arkadaşlarından derlediği bu kitapta, sanıyorum ki "Mustafa Kemal devri kişileri" için çoğunlukla ilk defa okuduğunuz, söylenecek anektodlar, anılar, olaylar bulacaksınız. Bunların tümü yaşanmış gerçeklerin belleklerde hatırlanabilecek ve belki de yadırganacak olaylardır.
Bu "yadırgama"ya şaşmıyor, ama şuna inanıyorum ki, anlatılan olaylar ve kişileri günümüz Türkiye'sinde "efsane" sayılacaktır. Cumhuriyetimiz de böylesine efsane sayılacak yiğitlik, cesaret, öngörülülük terkibi değil midir?
Cemal Kutay
