Ateş ve Kılıç 1905 Nobel Edebiyat Ödülü

Stok Kodu:
9786059670449
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
336
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-04
Çeviren:
Okay Gönensin
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Ogniem i Mieczem
Kategori:
9786059670449
604326
Ateş ve Kılıç
Ateş ve Kılıç 1905 Nobel Edebiyat Ödülü
22.00

Yenilgisiz şövalyeler, muhteşem düellolar, eskimeyen dostluklar ve mücadelelerle bezeli bir başyapıt. Ulusların zaferler ve kıyımlarını gözler önüne serenNobelEdebiyat Ödülü epik bir eser.

“1647 yılı boyunca öyle garip şeyler oldu ki, en iyimserler bile ülkenin üzerine büyük felaketlerin çökeceğine inandı. Bir çekirge sürüsünün Yaban Topraklar üzerine indiği ve bu bölgeyi Tatar işgalcilerin yağmaladığı yazılıdır günlüklerde. Yine günlüklerde bir güneş tutulmasının yazı bir an kararttığı, bir göktaşının da gökyüzünü ateşe verdiği okunur. Aynı dönemde Varşova'da kent sakinlerinin çoğu, havada dalgalanan kanlı haçlar ve tabutlar gördüler... Dünyayı yok edebilecek bir vebanın ortaya çıkmakta gecikmeyeceğini düşünüyordu çoğunluk.

Kışın sonu gelmeden, çayırların yeşerdiği, arıların çalışmaya başladığı, kapalı kalan hayvanların hareketlendiği görüldü. Doğanın düzeni allak bullak olmuştu.
Ukrayna dolaylarında oturanlar, gözleri Yaban Topraklara dönük, korku içinde yaşamaya başladılar. Tehlikenin buradan geleceğinden kimse kuşku duymuyordu. Yalnızca buradan gelebilirdi.

Felaket yaklaşıyordu...”

Yenilgisiz şövalyeler, muhteşem düellolar, eskimeyen dostluklar ve mücadelelerle bezeli bir başyapıt. Ulusların zaferler ve kıyımlarını gözler önüne serenNobelEdebiyat Ödülü epik bir eser.

“1647 yılı boyunca öyle garip şeyler oldu ki, en iyimserler bile ülkenin üzerine büyük felaketlerin çökeceğine inandı. Bir çekirge sürüsünün Yaban Topraklar üzerine indiği ve bu bölgeyi Tatar işgalcilerin yağmaladığı yazılıdır günlüklerde. Yine günlüklerde bir güneş tutulmasının yazı bir an kararttığı, bir göktaşının da gökyüzünü ateşe verdiği okunur. Aynı dönemde Varşova'da kent sakinlerinin çoğu, havada dalgalanan kanlı haçlar ve tabutlar gördüler... Dünyayı yok edebilecek bir vebanın ortaya çıkmakta gecikmeyeceğini düşünüyordu çoğunluk.

Kışın sonu gelmeden, çayırların yeşerdiği, arıların çalışmaya başladığı, kapalı kalan hayvanların hareketlendiği görüldü. Doğanın düzeni allak bullak olmuştu.
Ukrayna dolaylarında oturanlar, gözleri Yaban Topraklara dönük, korku içinde yaşamaya başladılar. Tehlikenin buradan geleceğinden kimse kuşku duymuyordu. Yalnızca buradan gelebilirdi.

Felaket yaklaşıyordu...”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat