Yaban Düşünce ve Yapısal Antropoloji gibi yapıtlarıyla sosyal bilimlerde çığır açan dünyaca ünlü antropolog/etnolog Claude Levi-Strauss (1908-2009) bu kez “bakışı”nı sanat yapı't'ları üzerine çeviriyor.
Levi-Strauss bu kitabında Poussin ve Ingres'in resimleri, Rameau'nun Castor ve Pollux operası, Diderot ve Rousseau'nun dil ve güzel sanatlar üstüne düşünceleri, Andre Breton'la yaptığı “belge olarak sanat yapıtı” hakkında yazışmalar, Rimbaud'nun meşhur “Sesliler” sonesi ve Amerikan yerlilerinin elişleri üzerine ufuk açıcı bir okuma şöleni sunuyor.
“British Columbia'daki Thompson Kızılderilileri'ne ait bir tozlukta deri püsküller bulunur. Bunlardan kimileri öylece bırakılmışken kimileri de kemikten ya da camdan boncuk dizileriyle süslenmiştir; bunlar da öyle düzenlenmiştir ki, kemikli püsküller camlı püskülleri, boncuklu püsküller de boncuksuz olanları izler. Boas'ın dikkatini çeken şey, bu tozluklar giyildiğinde, giyen hareket etse de etmese de, püsküllerin birbirine karışmasıdır. Onları işleyen kadın nasıl görünecekleri üstüne düşünmemiştir. Yaptığı hesapların, bunlara işinde uymak için gösterdiği özenin tek kaynağı, sadece bunları yapmaktan aldığı haz olabilir.”
Yaban Düşünce ve Yapısal Antropoloji gibi yapıtlarıyla sosyal bilimlerde çığır açan dünyaca ünlü antropolog/etnolog Claude Levi-Strauss (1908-2009) bu kez “bakışı”nı sanat yapı't'ları üzerine çeviriyor.
Levi-Strauss bu kitabında Poussin ve Ingres'in resimleri, Rameau'nun Castor ve Pollux operası, Diderot ve Rousseau'nun dil ve güzel sanatlar üstüne düşünceleri, Andre Breton'la yaptığı “belge olarak sanat yapıtı” hakkında yazışmalar, Rimbaud'nun meşhur “Sesliler” sonesi ve Amerikan yerlilerinin elişleri üzerine ufuk açıcı bir okuma şöleni sunuyor.
“British Columbia'daki Thompson Kızılderilileri'ne ait bir tozlukta deri püsküller bulunur. Bunlardan kimileri öylece bırakılmışken kimileri de kemikten ya da camdan boncuk dizileriyle süslenmiştir; bunlar da öyle düzenlenmiştir ki, kemikli püsküller camlı püskülleri, boncuklu püsküller de boncuksuz olanları izler. Boas'ın dikkatini çeken şey, bu tozluklar giyildiğinde, giyen hareket etse de etmese de, püsküllerin birbirine karışmasıdır. Onları işleyen kadın nasıl görünecekleri üstüne düşünmemiştir. Yaptığı hesapların, bunlara işinde uymak için gösterdiği özenin tek kaynağı, sadece bunları yapmaktan aldığı haz olabilir.”