Bir Arpa Boyu Yol

Stok Kodu:
9786056220722
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
281
Baskı:
1
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786056220722
403836
Bir Arpa Boyu Yol
Bir Arpa Boyu Yol
15.00

Sonbaharın tüm renkleri sinmişti her yere; ağaçlara, yollara, çatılara, bahçelere, sarı, kahverengi, kırmızı, biraz da yeşil... Kendimi geçmiş zaman içinde Türkiye'de bir kasabada gibi hissediyorum. Hastane binaları Türkiye'nin 30-40, belki 50 yıl öncesindeki memleket, millet hastaneleri gibi... Bahçede kocaman bir su kuyusu, tamirhaneler, at ahırları, toprak yollar, tek katlı binalar, desenli yer karoları, bahçeli, tek katlı, çinko çatılı evler, ahşap süslemeli ev alınlıkları, yollarda at arabaları... Bazen de Sovyetlerin romanlara bile sinmiş olan ıssız, yalnızlık kokusu hissediliyordu havada. Ben daha çok çiçekli başörtüsü takmış yavaş yavaş yürüyen Gagauz anasını, başı kalpaklı at süren Gagauz aksakalını, okul bahçelerinde ağaç dallarından yapılmış tüfeklerle "savaşçılık" oynayan çocukları, gencecik bir ananın kucağına sarıp sarmaladığı yavrusunu hastaneye getirişini görüyordum. Gagauz spiker, radyo hoparlöründen "Sabahınız hayır olsun" deyip, arkasından, "Kara gözlü karakaşlı yar" türküsünü dinletiyordu.

Sonbaharın tüm renkleri sinmişti her yere; ağaçlara, yollara, çatılara, bahçelere, sarı, kahverengi, kırmızı, biraz da yeşil... Kendimi geçmiş zaman içinde Türkiye'de bir kasabada gibi hissediyorum. Hastane binaları Türkiye'nin 30-40, belki 50 yıl öncesindeki memleket, millet hastaneleri gibi... Bahçede kocaman bir su kuyusu, tamirhaneler, at ahırları, toprak yollar, tek katlı binalar, desenli yer karoları, bahçeli, tek katlı, çinko çatılı evler, ahşap süslemeli ev alınlıkları, yollarda at arabaları... Bazen de Sovyetlerin romanlara bile sinmiş olan ıssız, yalnızlık kokusu hissediliyordu havada. Ben daha çok çiçekli başörtüsü takmış yavaş yavaş yürüyen Gagauz anasını, başı kalpaklı at süren Gagauz aksakalını, okul bahçelerinde ağaç dallarından yapılmış tüfeklerle "savaşçılık" oynayan çocukları, gencecik bir ananın kucağına sarıp sarmaladığı yavrusunu hastaneye getirişini görüyordum. Gagauz spiker, radyo hoparlöründen "Sabahınız hayır olsun" deyip, arkasından, "Kara gözlü karakaşlı yar" türküsünü dinletiyordu.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat