İnsan yaşamı ve bu yaşamı şekillendiren çevresindeki olayları, mizahi bir tarzda ortaya koyan fıkralar, bireyin çevresiy¬le bütünleşmiş renkli bir resmidir. Bu resim aynı zamanda kültürel bir yansı¬madır. Bu nedenledir ki, değişik insan¬lar bu resme bakarken algılamaları da farklı olur. Bir fıkra bu yapıyı ortaya ko¬yabiliyor, düşündürebiliyor ve okuyanı güldürebiliyorsa amacına ulaşmış de¬mektir. Gülmek insanın en doğal hakkıdır. İnsanın yorgunluğunu alan, verdiği enerji ile onu yenileyen bir olgudur.
Fıkra; ezgiler, halk türküleri gibi, anonim düşüncenin bir ürünüdür. Bu ürünü gereği gibi çevresine sunabilmek, onları güldürebilmekse fıkra anlatabilme becerisidir. Bu beceride, fıkranın ait olduğu bölgenin ko-nuşma aksam, insanlarının tavrı ve mimikleri önemlidir. Fıkrayı anlatma kadar, onu dinlemek, algılamak, espriyi kavramak ve ona gülebilmek de ayrı bir olgunluk ve kültürdür.
İnsan yaşamı ve bu yaşamı şekillendiren çevresindeki olayları, mizahi bir tarzda ortaya koyan fıkralar, bireyin çevresiy¬le bütünleşmiş renkli bir resmidir. Bu resim aynı zamanda kültürel bir yansı¬madır. Bu nedenledir ki, değişik insan¬lar bu resme bakarken algılamaları da farklı olur. Bir fıkra bu yapıyı ortaya ko¬yabiliyor, düşündürebiliyor ve okuyanı güldürebiliyorsa amacına ulaşmış de¬mektir. Gülmek insanın en doğal hakkıdır. İnsanın yorgunluğunu alan, verdiği enerji ile onu yenileyen bir olgudur.
Fıkra; ezgiler, halk türküleri gibi, anonim düşüncenin bir ürünüdür. Bu ürünü gereği gibi çevresine sunabilmek, onları güldürebilmekse fıkra anlatabilme becerisidir. Bu beceride, fıkranın ait olduğu bölgenin ko-nuşma aksam, insanlarının tavrı ve mimikleri önemlidir. Fıkrayı anlatma kadar, onu dinlemek, algılamak, espriyi kavramak ve ona gülebilmek de ayrı bir olgunluk ve kültürdür.