Bir Masa Yetiyor Bana Nasıl Yazar Oldular?

Stok Kodu:
9786059408295
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786059408295
599458
Bir Masa Yetiyor Bana
Bir Masa Yetiyor Bana Nasıl Yazar Oldular?
25.00

Yıllar önce Le Figaro gazetesinde yayımlanmış bir yazının tercümesini okumuştum. Bu eğlenceli yazıdan Victor Hugo ve Henri Troyat'ın ayakta, Marcel Proust ve Eugène Ionesco'nun ise yatarak yazdıklarını öğrenmiştim. Ernest Hemingway bir defter, bir kurşun kalem ve bir kalemtıraştan ibaret yazı malzemesiyle, çoğu zaman belden yukarısı çıplak olarak yazarmış. Kahvesiz, sigarasız yahut müziksiz yazamayanlar mı dersiniz, yeşil mürekkep düşkünleri mi dersiniz? Çalışma odasında tam bir sessizlik isteyen yazarlar da varmış, yazmak için bulvar kahvelerini tercih edenler de… Proust, tam sessizlik için dairesinin duvarlarını mantarla kaplatmış. Honoré de Balzac, kendi iç aydınlığını yakalamak için çalıştığı mekânı güneş ışığına tamamen kapatır ve yazarken sürekli kahve içermiş. “Kış sağlıklı sanatın mevsimidir.” diyen Stéphane Mallarmé gibi mevsim seçen yazarlar bile varmış. Bunları öğrendiğim yazı, hiç şüphesiz, adı geçen yazarların nasıl yazdıklarını merak eden okuyucular için kaleme alınmıştı. Türk yazarlarının da kendilerine has yazma alışkanlıkları vardır ve okuyucuları, onların sadece kalemlerinden çıkan metinleri değil, bu metinleri nasıl yazdıklarını da merak ederler. Erhan Genç'in on altı yazarla yaptığı röportajlardan oluşan kitabı, bu alanda ilk değilse bile, en önemli çalışmalardan biri ve ileride yapılacak biyografik çalışmalar için bulunmaz bir kaynaktır.

- Beşir Ayvazoğlu

Yıllar önce Le Figaro gazetesinde yayımlanmış bir yazının tercümesini okumuştum. Bu eğlenceli yazıdan Victor Hugo ve Henri Troyat'ın ayakta, Marcel Proust ve Eugène Ionesco'nun ise yatarak yazdıklarını öğrenmiştim. Ernest Hemingway bir defter, bir kurşun kalem ve bir kalemtıraştan ibaret yazı malzemesiyle, çoğu zaman belden yukarısı çıplak olarak yazarmış. Kahvesiz, sigarasız yahut müziksiz yazamayanlar mı dersiniz, yeşil mürekkep düşkünleri mi dersiniz? Çalışma odasında tam bir sessizlik isteyen yazarlar da varmış, yazmak için bulvar kahvelerini tercih edenler de… Proust, tam sessizlik için dairesinin duvarlarını mantarla kaplatmış. Honoré de Balzac, kendi iç aydınlığını yakalamak için çalıştığı mekânı güneş ışığına tamamen kapatır ve yazarken sürekli kahve içermiş. “Kış sağlıklı sanatın mevsimidir.” diyen Stéphane Mallarmé gibi mevsim seçen yazarlar bile varmış. Bunları öğrendiğim yazı, hiç şüphesiz, adı geçen yazarların nasıl yazdıklarını merak eden okuyucular için kaleme alınmıştı. Türk yazarlarının da kendilerine has yazma alışkanlıkları vardır ve okuyucuları, onların sadece kalemlerinden çıkan metinleri değil, bu metinleri nasıl yazdıklarını da merak ederler. Erhan Genç'in on altı yazarla yaptığı röportajlardan oluşan kitabı, bu alanda ilk değilse bile, en önemli çalışmalardan biri ve ileride yapılacak biyografik çalışmalar için bulunmaz bir kaynaktır.

- Beşir Ayvazoğlu

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat