Cinsel içgüdü bir çocukta, ergenlik anına kadar uykuda kalan, yalın bir olanak değil; bunun tam karşıtı olarak; süpermatozoid'in ovalle birleştiği anda "ergenlik çagı" olarak adlandırılan ve alışkanlığına sahip olduğumuz evreye kadar bir içgüdü, bütün insan varlığıyla evrilmekte ve serpilip gelişmektedir.
Freud, cinsel içgüdünün gelişmesinin, doguştan itibaren içinden geçtigi degişik krizlerin bir dökümünü yaptı. Çocuk cinselligini gözlemlerken, kuşkusuz ne cinsel ilişkiler ne de orgazm düşünüyoruz. Ama ergenlikten oluşan aşamaları dikkate alıyoruz. İlk cinsel ilişkileri anlamaya gayret ederken onları çocugun organik gereksinmeleriyle ilişkilendirerek ele alırsak herhalde yanılmamış oluruz.
Cinsel içgüdü bir çocukta, ergenlik anına kadar uykuda kalan, yalın bir olanak değil; bunun tam karşıtı olarak; süpermatozoid'in ovalle birleştiği anda "ergenlik çagı" olarak adlandırılan ve alışkanlığına sahip olduğumuz evreye kadar bir içgüdü, bütün insan varlığıyla evrilmekte ve serpilip gelişmektedir.
Freud, cinsel içgüdünün gelişmesinin, doguştan itibaren içinden geçtigi degişik krizlerin bir dökümünü yaptı. Çocuk cinselligini gözlemlerken, kuşkusuz ne cinsel ilişkiler ne de orgazm düşünüyoruz. Ama ergenlikten oluşan aşamaları dikkate alıyoruz. İlk cinsel ilişkileri anlamaya gayret ederken onları çocugun organik gereksinmeleriyle ilişkilendirerek ele alırsak herhalde yanılmamış oluruz.
