Müzik eğitiminin önemli bir boyutu olan işitme eğitiminde, çoksesli duyma öğrenciler tarafından zaman zaman itici ve hatta ürkütücü olarak algılanmaktadır. Bu alanda zamanında elde edilemeyen başarılar nedeniyle, öğrencilerin umutsuzluğa kapıldığı, korkuya dönüşen şaşkınlıklar sonucunda ne yapması gerektiğini bilmeden boşuna zaman geçirdikleri gözlenmektedir. Çoksesli duymada başarı sağlayabilmek için çoksesli (dikey) dinleme alışkanlığı kazanılmalıdır. Bu, sanıldığı kadar zor değildir. Sahip olduğumuz donanımlar kullanıma açıldığında bunu gerçekleştirmenin ne denli kolay olduğunu anlamamız hiç de zor olmayacaktır. Şarkı söylerken aynı anda herhangi bir çalgıyla şarkımıza eşlik yapabilmemiz; piyanoda iki elimizle birbirinden farklı ezgileri aynı anda çalabilmemiz; yanlış çaldığımızda fark ederek düzeltmemiz bu duruma örnek olarak verilebilir.
Aynı anda birden fazla ezgisel çizgileri çalabilme becerisini kazanmış bireylerden, daha önce karşılaşmadıkları aynı düzeydeki benzer yapıları duyup yazmaları beklenir. Bu gerçekleşmemişse eserler, çalışma aşamasında çokseslilik bakımından yeterince sorgulanmamış olabilir. Oysa çoksesli müzikle profesyonelce ilgilenen kişilerin, müziğin dikey dokusunu işitsel bakımdan yeterince çözmüş olmaları gerekir.
Müzik eğitiminin önemli bir boyutu olan işitme eğitiminde, çoksesli duyma öğrenciler tarafından zaman zaman itici ve hatta ürkütücü olarak algılanmaktadır. Bu alanda zamanında elde edilemeyen başarılar nedeniyle, öğrencilerin umutsuzluğa kapıldığı, korkuya dönüşen şaşkınlıklar sonucunda ne yapması gerektiğini bilmeden boşuna zaman geçirdikleri gözlenmektedir. Çoksesli duymada başarı sağlayabilmek için çoksesli (dikey) dinleme alışkanlığı kazanılmalıdır. Bu, sanıldığı kadar zor değildir. Sahip olduğumuz donanımlar kullanıma açıldığında bunu gerçekleştirmenin ne denli kolay olduğunu anlamamız hiç de zor olmayacaktır. Şarkı söylerken aynı anda herhangi bir çalgıyla şarkımıza eşlik yapabilmemiz; piyanoda iki elimizle birbirinden farklı ezgileri aynı anda çalabilmemiz; yanlış çaldığımızda fark ederek düzeltmemiz bu duruma örnek olarak verilebilir.
Aynı anda birden fazla ezgisel çizgileri çalabilme becerisini kazanmış bireylerden, daha önce karşılaşmadıkları aynı düzeydeki benzer yapıları duyup yazmaları beklenir. Bu gerçekleşmemişse eserler, çalışma aşamasında çokseslilik bakımından yeterince sorgulanmamış olabilir. Oysa çoksesli müzikle profesyonelce ilgilenen kişilerin, müziğin dikey dokusunu işitsel bakımdan yeterince çözmüş olmaları gerekir.
