Dank

Stok Kodu:
9786055162733
Boyut:
14.00x21.00
Sayfa Sayısı:
219
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9786055162733
578109
Dank
Dank
15.00

Ben Deli Derviş! Bir tekkede oturuyorum. Bir gün biri gelirse, kendime inanacağım. Herkesin bir hikâyesi vardır. Ama herkesin bir anlatıcısı yoktur.

Süper olmayan süper kahramanlar, tekkesini terk eden dervişler, bir yıldız tohumunun peşinde ellerini kana bulayanlar, sarı bir tablo için yokuş yukarı koşmasını öğrenenler, tüm şehri etkisi altına alan hissizlik hastalığıyla savaşanlar, yastıklarının altına mayın döşeyen aileler, gizli teşkilatlar, patlayan silahlar, patlamayan silahlar, cenaze evleri, mezarlıklar, yiv, set, dank!

Sinem Sal hiçbir yerde yayımlanmamış öyküleriyle karşınızda. Şimdi elinizdeki uyku haplarını yavaşça komodinin üstüne bırakın!

Merkeze girerken kardeşime el sallamıştım. Hastaları düzene sokuyordu. Henüz Toza Soranlar ekibine katılmamıştı. Ona ve hastalara baktım. Bakmaya ihtiyacım vardı. Etrafımdaki her şey o kadar hareket ediyordu ki benim hiç kıpırdamadan anlamaya ihtiyacım vardı. Anladığımda bir şey hissetmeye ihtiyacım vardı. Bu halime alışmamaya ihtiyacım vardı. Bu çağa Hissizlik Çağı dediler, ama bence bu çağ Hırıltı Çağı. Hepimizin içinden bir ses geliyor, yaşadığına dair. Anlamı yok. Bu çağ, kesinlikle Hırıltı Çağı…

Ben Deli Derviş! Bir tekkede oturuyorum. Bir gün biri gelirse, kendime inanacağım. Herkesin bir hikâyesi vardır. Ama herkesin bir anlatıcısı yoktur.

Süper olmayan süper kahramanlar, tekkesini terk eden dervişler, bir yıldız tohumunun peşinde ellerini kana bulayanlar, sarı bir tablo için yokuş yukarı koşmasını öğrenenler, tüm şehri etkisi altına alan hissizlik hastalığıyla savaşanlar, yastıklarının altına mayın döşeyen aileler, gizli teşkilatlar, patlayan silahlar, patlamayan silahlar, cenaze evleri, mezarlıklar, yiv, set, dank!

Sinem Sal hiçbir yerde yayımlanmamış öyküleriyle karşınızda. Şimdi elinizdeki uyku haplarını yavaşça komodinin üstüne bırakın!

Merkeze girerken kardeşime el sallamıştım. Hastaları düzene sokuyordu. Henüz Toza Soranlar ekibine katılmamıştı. Ona ve hastalara baktım. Bakmaya ihtiyacım vardı. Etrafımdaki her şey o kadar hareket ediyordu ki benim hiç kıpırdamadan anlamaya ihtiyacım vardı. Anladığımda bir şey hissetmeye ihtiyacım vardı. Bu halime alışmamaya ihtiyacım vardı. Bu çağa Hissizlik Çağı dediler, ama bence bu çağ Hırıltı Çağı. Hepimizin içinden bir ses geliyor, yaşadığına dair. Anlamı yok. Bu çağ, kesinlikle Hırıltı Çağı…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat