Dede Korkut Hikayeleri

Stok Kodu:
9786059317825
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
227
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786059317825
599249
Dede Korkut Hikayeleri
Dede Korkut Hikayeleri
7.95

On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. 15. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan birisi Dresden Kütüphanesi'nde, birisi Vatikan Kütüphanesi'ndedir.

Dede Korkut Kitabı, destansı Oğuz hikâyelerinin mecmuasıdır. İçerdiği on iki hikayenin büyük bölümü ilk defa 10. - 11. yüzyıllar arasında Oğuzların eski yurdu olan Seyhun nehri boylarında ortaya çıkmış, 11. yüzyılda Oğuzlar'ın Kuzey İran, Güney Kafkasya ve Anadolu'yu ele geçirmeleri ile Yakındoğu'ya gelmiştir. Alpamış olarak da bilinen Bamsı Beyrek hikayesi ise 5.-6. yüzyıllara kadar tarihlenmektedir.

Hikayelerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun iki büyük nehri Amıt suyu (Diclenehri]) ve Aras nehrinin kollarından Kara Dere, Dereşam Suyu civarında geçer. "Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu hikayesinde Trabzon çevresi net bir şekilde tasvir edilir.

Hikayelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak 15. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars, Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilmektedir.

Eserde nazım ve nesir bir arada verilmiştir. Dili Âzerî lehçesinin özelliklerini göstermekle birlikte bugünkü Azerî lehçesiyle karşılaştırıldığında bütün dil özelliklerinin bu lehçeye ait olmadığı görülür. Gereksiz edebiyat süsleri bulunmayan, kısa, yalın ifadelerle örülmüş, yapmacıksız, özentisiz bir üslûp hâkimdir.

Yer yer dünya mitoloji ve folklorik metinleri ile benzerlikler gösteren kısımlar mevcuttur.

On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. 15. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan birisi Dresden Kütüphanesi'nde, birisi Vatikan Kütüphanesi'ndedir.

Dede Korkut Kitabı, destansı Oğuz hikâyelerinin mecmuasıdır. İçerdiği on iki hikayenin büyük bölümü ilk defa 10. - 11. yüzyıllar arasında Oğuzların eski yurdu olan Seyhun nehri boylarında ortaya çıkmış, 11. yüzyılda Oğuzlar'ın Kuzey İran, Güney Kafkasya ve Anadolu'yu ele geçirmeleri ile Yakındoğu'ya gelmiştir. Alpamış olarak da bilinen Bamsı Beyrek hikayesi ise 5.-6. yüzyıllara kadar tarihlenmektedir.

Hikayelerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun iki büyük nehri Amıt suyu (Diclenehri]) ve Aras nehrinin kollarından Kara Dere, Dereşam Suyu civarında geçer. "Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu hikayesinde Trabzon çevresi net bir şekilde tasvir edilir.

Hikayelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak 15. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars, Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilmektedir.

Eserde nazım ve nesir bir arada verilmiştir. Dili Âzerî lehçesinin özelliklerini göstermekle birlikte bugünkü Azerî lehçesiyle karşılaştırıldığında bütün dil özelliklerinin bu lehçeye ait olmadığı görülür. Gereksiz edebiyat süsleri bulunmayan, kısa, yalın ifadelerle örülmüş, yapmacıksız, özentisiz bir üslûp hâkimdir.

Yer yer dünya mitoloji ve folklorik metinleri ile benzerlikler gösteren kısımlar mevcuttur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat