Deniz Gezmiş ve onun “motorları maviliklere sürercesine” dağa sürmeye girişen THKO'su hakkında çok kitap yazıldı, çok anı anlatıldı. Kuşkusuz daha yazılacak eksik ya da eleştirilecek yan bulunur ama Mustafa Öner, kendi kitabıyla, halk deyişiyle, “bu pilav daha çok su kaldırır”ı kanıtlıyor. Kendisi de söylüyor ya, onunki de kolektif bir akıl, kolektif emek. Bu tür akıl ve emekte ortaya çıkan “yeni” Öner'in kaleminde ortaya dökülmüş. Türkiye devrimci hareketinin, 68 başkaldırısıyla mayalanmaya başlayıp 71'de tarih sahnesine adım atan, ilk en yalın kılıç çarpışmasının nasıl da sürükleyici, süreklilik kaynağı olduğudur. Denizler ve THKO üzerinden bu süreci anlatan, irdeleyen, eleştirel gözden geçiren, ağıt yakan ve destana destan hakkı veren bir yazım gerçekleşmiş.
Kitaptan en çok genç kuşakların yararlanacağı da kesin. Onlar “dün-bugün-yarın” bağlantısında kesintisiz devrimcilik koşusunun, şair Can Yücel'in adlandırmasıyla, “ilk yüz metre” sini koşanların yarattıklarına 45 yıllık bir deneyim havuzundan bakma şansını bulacaklar. Bu arada “yaşlıların” da daha derin düşüncelere dalacaklarını umuyoruz.
Deniz Gezmiş ve onun “motorları maviliklere sürercesine” dağa sürmeye girişen THKO'su hakkında çok kitap yazıldı, çok anı anlatıldı. Kuşkusuz daha yazılacak eksik ya da eleştirilecek yan bulunur ama Mustafa Öner, kendi kitabıyla, halk deyişiyle, “bu pilav daha çok su kaldırır”ı kanıtlıyor. Kendisi de söylüyor ya, onunki de kolektif bir akıl, kolektif emek. Bu tür akıl ve emekte ortaya çıkan “yeni” Öner'in kaleminde ortaya dökülmüş. Türkiye devrimci hareketinin, 68 başkaldırısıyla mayalanmaya başlayıp 71'de tarih sahnesine adım atan, ilk en yalın kılıç çarpışmasının nasıl da sürükleyici, süreklilik kaynağı olduğudur. Denizler ve THKO üzerinden bu süreci anlatan, irdeleyen, eleştirel gözden geçiren, ağıt yakan ve destana destan hakkı veren bir yazım gerçekleşmiş.
Kitaptan en çok genç kuşakların yararlanacağı da kesin. Onlar “dün-bugün-yarın” bağlantısında kesintisiz devrimcilik koşusunun, şair Can Yücel'in adlandırmasıyla, “ilk yüz metre” sini koşanların yarattıklarına 45 yıllık bir deneyim havuzundan bakma şansını bulacaklar. Bu arada “yaşlıların” da daha derin düşüncelere dalacaklarını umuyoruz.
