Divan-ı Hamdi Pendiyye-i Hamdiyye

Stok Kodu:
9786054370689
Boyut:
17.00x24.00
Sayfa Sayısı:
496
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
40,00TL
9786054370689
583962
Divan-ı Hamdi
Divan-ı Hamdi Pendiyye-i Hamdiyye
40.00

Osmanlı Devletindeki Batılılaşma süreci, özellikle Tanzimat'la başlayan hareketlenmeyle gözle görülür hale gelir. Bu tarihten itibaren belli bir ivme kazanan bu harekete paralel olarak, geleneğin içinden yazan sanatkarlar da asırların birikimlerini bir tarafa bırakmadan eser üretmeye devam ederler. Bu dönemde meydana getirilen eserlerin yanında, klasik Türk şiirine özgü metinler de varlığını devam ettirir. Burada dikkat çeken husus, sonradan oluşturulmaya çalışılana karşılık, edebi eser ortaya koyan sanatkârın, topluma ait değerlerden kolaylıkla ayrılamayacağı gerçeğidir.

Esasında sanatçı, etrafında olup bitenlere bir şekilde müdâhil olandır. Bunun yanında, yaşadığı ortamı farkında olarak ya da olmayarak değiştirme ve yeniden şekle sokma isteğini bir tarafa bırakıp geleneğin takipçisi olan da yine sanatkardır. Geleneği takip eden sanatkâr, asırlardır var olan ve içine doğduğu sanat anlayışını, aynı zamanda yaşadığı dönemin siyasal, sosyal kazanımlarını, dinî ve ahlâkî değerlerini, uygulamalarını da belli bir aidiyet duygusu içinde eserlerinde yansıtır. Çünkü, sanat eseri insanı anlatır. Hal böyle olunca, sanatkâr toplumda yaşanan değişimin gerçeklerini eserine yansıtmanın yanında, aslında özünden de vazgeçemeyeceğini gösterir. Bu sayede, kendine dair hayalleri, inandıkları sanatkârın eserinde var olurken asırlık geleneğin de bir koldan devamlılığı sağlanır.

Osmanlı Devletindeki Batılılaşma süreci, özellikle Tanzimat'la başlayan hareketlenmeyle gözle görülür hale gelir. Bu tarihten itibaren belli bir ivme kazanan bu harekete paralel olarak, geleneğin içinden yazan sanatkarlar da asırların birikimlerini bir tarafa bırakmadan eser üretmeye devam ederler. Bu dönemde meydana getirilen eserlerin yanında, klasik Türk şiirine özgü metinler de varlığını devam ettirir. Burada dikkat çeken husus, sonradan oluşturulmaya çalışılana karşılık, edebi eser ortaya koyan sanatkârın, topluma ait değerlerden kolaylıkla ayrılamayacağı gerçeğidir.

Esasında sanatçı, etrafında olup bitenlere bir şekilde müdâhil olandır. Bunun yanında, yaşadığı ortamı farkında olarak ya da olmayarak değiştirme ve yeniden şekle sokma isteğini bir tarafa bırakıp geleneğin takipçisi olan da yine sanatkardır. Geleneği takip eden sanatkâr, asırlardır var olan ve içine doğduğu sanat anlayışını, aynı zamanda yaşadığı dönemin siyasal, sosyal kazanımlarını, dinî ve ahlâkî değerlerini, uygulamalarını da belli bir aidiyet duygusu içinde eserlerinde yansıtır. Çünkü, sanat eseri insanı anlatır. Hal böyle olunca, sanatkâr toplumda yaşanan değişimin gerçeklerini eserine yansıtmanın yanında, aslında özünden de vazgeçemeyeceğini gösterir. Bu sayede, kendine dair hayalleri, inandıkları sanatkârın eserinde var olurken asırlık geleneğin de bir koldan devamlılığı sağlanır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat