Gece Hayatım Rüya Anlatısı

Stok Kodu:
9789944884563
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
166
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789944884563
521777
Gece Hayatım
Gece Hayatım Rüya Anlatısı
13.00
Her gündüz geceye hazırlıktır esasen. Gündüzleri dağ başlarında, akarsu kıyılarından, derin deniz diplerinden, uçsuz bucaksız vadilerden, hayatın külfetleri kadar nimetleriyle de harmanlanmış kent meydanlarından, modernizmle postmodernizm arasında giderek daralan bir alanda talan edilmiş işyerlerinden edindiğimiz çoğu gereksiz yüklerle tutarız gecenin yolunu. Gece, geniş kollarıyla güvenli bir sığınak olmuştur hep, ana rahmini hatırlatan bir taraf olması biraz da bundandır belki. Bindiğimiz mumdan kayıklar, gecenin ateşten dehlizlerinde erimek şöyle dursun, yepyeni varlık alanları edinir kendisine. Cahit Sıtkı'nın, "Gece bir sebep değil belki bir neticedir" mısraının gerisinde yatan sır da muhtemeln buradadır. Ve aşklar, geceye yargılı su sarnıçlarıdır biraz da. Sızdırdıkları suyun mahiyeti değil, meziyeti belirleyecektir gecenin derinliğini ve o derinliğe aşina olması gereken aşklar, gündüzün hasarlarından kurtarabildikleri oranda kendilerini, onarabildikleri oranda kanayan yerlerini, yepyeni dirimlere dair yepyeni sözler verebilecektir birbirine. O derin sözlerin geceye ait olması bile başlı başına bir anlamlar manzumesidir zaten. Orada öylece durup bekler her biri bir suretten arta kalan aynalar, serinliği kendine yakıştıramayan saten çarşaflar ve ışıltılı bir ten... Yazarların yazdıkları kadar, belki ondan ziyade, yaşadıkları da ilgilendirir bizi. O hayatların, o yaşantıların geceye ait bölümü, daha bir mercek altındadır sanki. Düşlerin ve düşüşlerin eşlik ettiği geceler, okurun açmaya korktuğu veya sürekli ertelediği bir penceredir kimi zaman da Çünkü çiğ sahne ışıkları, yazıdan ve yazardan yana olmamıştır hiçbir zaman Misak-ı Milli sınırları dahilinde... Gece Hayatım'ı benzersiz kılan sadece ülkenin mevcut koşulları değil, o koşullara rağmen direnişin ve başkaldırının burcunda duran Adalet Ağaoğlu'nun cesaretidir de...
Her gündüz geceye hazırlıktır esasen. Gündüzleri dağ başlarında, akarsu kıyılarından, derin deniz diplerinden, uçsuz bucaksız vadilerden, hayatın külfetleri kadar nimetleriyle de harmanlanmış kent meydanlarından, modernizmle postmodernizm arasında giderek daralan bir alanda talan edilmiş işyerlerinden edindiğimiz çoğu gereksiz yüklerle tutarız gecenin yolunu. Gece, geniş kollarıyla güvenli bir sığınak olmuştur hep, ana rahmini hatırlatan bir taraf olması biraz da bundandır belki. Bindiğimiz mumdan kayıklar, gecenin ateşten dehlizlerinde erimek şöyle dursun, yepyeni varlık alanları edinir kendisine. Cahit Sıtkı'nın, "Gece bir sebep değil belki bir neticedir" mısraının gerisinde yatan sır da muhtemeln buradadır. Ve aşklar, geceye yargılı su sarnıçlarıdır biraz da. Sızdırdıkları suyun mahiyeti değil, meziyeti belirleyecektir gecenin derinliğini ve o derinliğe aşina olması gereken aşklar, gündüzün hasarlarından kurtarabildikleri oranda kendilerini, onarabildikleri oranda kanayan yerlerini, yepyeni dirimlere dair yepyeni sözler verebilecektir birbirine. O derin sözlerin geceye ait olması bile başlı başına bir anlamlar manzumesidir zaten. Orada öylece durup bekler her biri bir suretten arta kalan aynalar, serinliği kendine yakıştıramayan saten çarşaflar ve ışıltılı bir ten... Yazarların yazdıkları kadar, belki ondan ziyade, yaşadıkları da ilgilendirir bizi. O hayatların, o yaşantıların geceye ait bölümü, daha bir mercek altındadır sanki. Düşlerin ve düşüşlerin eşlik ettiği geceler, okurun açmaya korktuğu veya sürekli ertelediği bir penceredir kimi zaman da Çünkü çiğ sahne ışıkları, yazıdan ve yazardan yana olmamıştır hiçbir zaman Misak-ı Milli sınırları dahilinde... Gece Hayatım'ı benzersiz kılan sadece ülkenin mevcut koşulları değil, o koşullara rağmen direnişin ve başkaldırının burcunda duran Adalet Ağaoğlu'nun cesaretidir de...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat