İki Devrin Perde Arkası Teşkilat-ı Mahsusa Başkanı Hüsamettin Ertürk

Stok Kodu:
9789944978828
Boyut:
14.00x23.00
Sayfa Sayısı:
622
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2016-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789944978828
519306
İki Devrin Perde Arkası
İki Devrin Perde Arkası Teşkilat-ı Mahsusa Başkanı Hüsamettin Ertürk
35.00

"Çok mühim şahsiyetlerin özel hayatlarına dair bu sahneler, okuyucularımızın gözleri önünde daima iki devri, İmparatorluk ile mütareke yıllarını ve bu iki devrin perde arkasında bugüne kadar gizli kalmış pek mühim meselelerini aydınlatacaktır. "
Emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk

Abdülaziz intihar mı etti, yoksa öldürüldü mü?
Jöntürkler İstanbul'da nasıl teşkilatlanmışlardı?
31 Mart Vakasının arka planında ne vardı?
Milletlerarası Siyonist Teşkilatının amaçları nelerdi?
Birinci Dünya Savaşına nasıl girdik?
Gizli teşkilatımızın en mühim ajanı kimdi?
Malta zindanlarında kimler vardı?
Milli Müdafaa Grubu nasıl kuruldu?
Milli cephelerin silahları ve teçhizatı nasıl temin edildi?
Son Osmanlı hükümdarı nasıl kaçtı?

Bu ve benzeri soruların cevapları o dönemin en önemli tanıklarından birinin anlatımıyla günışığına çıkıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Teşkilatı Mahsusa Başkanlığı ve Mütareke yıllarında Milli Müdafaa Grubu Başkanlığı görevlerinde bulunan emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk'ün hatıralarını zamanın önde gelen gazetecilerinden Samih Nafiz Tansu'ya anlatmasıyla hayat bulan eserle, iki devrin -Osmanlının son dönemi (Mütareke yılları) ve Milli Mücadele dönemi- karanlıkta kalan birçok olayı aydınlığa kavuşuyor.

Teşkilat-ı Mahsusa, o yıllarda dünyanın en güçlü ve en etkin örgütlerinden biriydi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika basta olmak üzere üç kıtada örgütlenen Teşkilat-ı Mahsusa ajanlarının pek azı örgüt mensubu olarak tanınıyordu. Resmi üyelik listeleri bulunmamakla böyle bir listenin yayınlanması, Ortadoğu'da ki birçok devlet adamını rahatsız edecekti.
Eşref Kuşçubaşı

Örgütte doktorlar, mühendisler, gazeteciler, politikacılar ve subayların yanı sıra, geçmişi oldukça karanlık ama sadakatlerinden kuşku duyulmayan gerilla savaşı uzmanları da yer alıyordu. Böylesine zengin bir "ajan kadrosuna sahip olmasına rağmen Türkçe ve yabancı dillerde yayınlanan kitaplarda Teşkilat-ı Mahsusa' dan pek söz edilmemesi, söz edenlerin de yeterince bilgi vermemesi teşkilatın faaliyet alanı ve personel sayısını gizli tutmakla yükümlü olan Osmanlı devlet adamlarının bir taktik başarısıydı.

"Çok mühim şahsiyetlerin özel hayatlarına dair bu sahneler, okuyucularımızın gözleri önünde daima iki devri, İmparatorluk ile mütareke yıllarını ve bu iki devrin perde arkasında bugüne kadar gizli kalmış pek mühim meselelerini aydınlatacaktır. "
Emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk

Abdülaziz intihar mı etti, yoksa öldürüldü mü?
Jöntürkler İstanbul'da nasıl teşkilatlanmışlardı?
31 Mart Vakasının arka planında ne vardı?
Milletlerarası Siyonist Teşkilatının amaçları nelerdi?
Birinci Dünya Savaşına nasıl girdik?
Gizli teşkilatımızın en mühim ajanı kimdi?
Malta zindanlarında kimler vardı?
Milli Müdafaa Grubu nasıl kuruldu?
Milli cephelerin silahları ve teçhizatı nasıl temin edildi?
Son Osmanlı hükümdarı nasıl kaçtı?

Bu ve benzeri soruların cevapları o dönemin en önemli tanıklarından birinin anlatımıyla günışığına çıkıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Teşkilatı Mahsusa Başkanlığı ve Mütareke yıllarında Milli Müdafaa Grubu Başkanlığı görevlerinde bulunan emekli Süvari Albayı Hüsamettin Ertürk'ün hatıralarını zamanın önde gelen gazetecilerinden Samih Nafiz Tansu'ya anlatmasıyla hayat bulan eserle, iki devrin -Osmanlının son dönemi (Mütareke yılları) ve Milli Mücadele dönemi- karanlıkta kalan birçok olayı aydınlığa kavuşuyor.

Teşkilat-ı Mahsusa, o yıllarda dünyanın en güçlü ve en etkin örgütlerinden biriydi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika basta olmak üzere üç kıtada örgütlenen Teşkilat-ı Mahsusa ajanlarının pek azı örgüt mensubu olarak tanınıyordu. Resmi üyelik listeleri bulunmamakla böyle bir listenin yayınlanması, Ortadoğu'da ki birçok devlet adamını rahatsız edecekti.
Eşref Kuşçubaşı

Örgütte doktorlar, mühendisler, gazeteciler, politikacılar ve subayların yanı sıra, geçmişi oldukça karanlık ama sadakatlerinden kuşku duyulmayan gerilla savaşı uzmanları da yer alıyordu. Böylesine zengin bir "ajan kadrosuna sahip olmasına rağmen Türkçe ve yabancı dillerde yayınlanan kitaplarda Teşkilat-ı Mahsusa' dan pek söz edilmemesi, söz edenlerin de yeterince bilgi vermemesi teşkilatın faaliyet alanı ve personel sayısını gizli tutmakla yükümlü olan Osmanlı devlet adamlarının bir taktik başarısıydı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat