Kainatta, Kur'an'da ve İnsanda Sır ve Hikmet 2 (Ciltli)

Stok Kodu:
9786056210532
Boyut:
14.50x22.50
Sayfa Sayısı:
311
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
Kategori:
30,00TL
9786056210532
626232
Kainatta, Kur'an'da ve İnsanda Sır ve Hikmet 2 (Ciltli)
Kainatta, Kur'an'da ve İnsanda Sır ve Hikmet 2 (Ciltli)
30.00

Yüce Allah, sır ve hikmet dolu bir kelam eyledi; bu fanî gurbet aleminde ne yapacağını şaşıran insanlara ışık tuttu. Vuslata yüz akıyla dönüş yolunu gösterdi. Hayatı, tekrar cennet iklimine mazhar edecek bir mahiyet ile tanzim etti. Unutana hatırlatma, gaf­lete dalana îkaz, uyuyana uyandırıcı bir sabah nuru, koşturana hız, gözlere fer, gönüllere hüner lutfetti; adeta bütün sonsuzluğu bir noktada seyrettirdi. Bu kelâm; Peygamberlere gönderilen suhuf­lar oldu, kitaplar oldu; en son olarak da Kur'ân­ı Kerim oldu.

Ta ezel aleminden bugüne Allâh'ın yüce katından tecellî eden bu ilahî kelâmlara / sözlere / beyanlara her âşinâ gönül ve lisan da, birer sır ve hikmet hazinesi haline geldi. O ilâhî hitapların ilk muhatapları Rabbimizin rasulleri ve nebîleri oldu. İkinci muhatapları da Hakk'ın velîleri ve edipleri oldu. Üçüncü muhatapları da sevda ve bağlılık halkasını oluşturdu. O ilâhî kelam ve sözlerden nasiplerine göre peygamberlerin biri safiyyullah, biri neciyyullah, biri halîlullah, biri rûhullah, biri de habîbullah payesine erişti.

O ilahi beyan ve ifadelerden nasiplerine göre; kimi sıddîk, kimi faruk, kimi zinnûreyn, kimi hayder ve ilim şehrinin kapısı oldu. O ilahî kelimelerden nasiplerine göre; kimi büyük bir imam, kimi irfan hazinesi, kimi mâneviyat sultanı, kimi Mevlânâ, kimi Yûnus oldu. Kimi Bahaeddin Nakşibend oldu kimi İmâm­ı Rabbânî. Kimi Fatih oldu, kimi Akşemseddin. Kimi Ahmed Han oldu, kimi de nice hanlar yetiştiren Hüdâyi. Hep o ilâhî kelâmdan nasip ile. Hep o ilâhî kelâmdaki sırlar ve hikmetler ile...

Yüce Allah, sır ve hikmet dolu bir kelam eyledi; bu fanî gurbet aleminde ne yapacağını şaşıran insanlara ışık tuttu. Vuslata yüz akıyla dönüş yolunu gösterdi. Hayatı, tekrar cennet iklimine mazhar edecek bir mahiyet ile tanzim etti. Unutana hatırlatma, gaf­lete dalana îkaz, uyuyana uyandırıcı bir sabah nuru, koşturana hız, gözlere fer, gönüllere hüner lutfetti; adeta bütün sonsuzluğu bir noktada seyrettirdi. Bu kelâm; Peygamberlere gönderilen suhuf­lar oldu, kitaplar oldu; en son olarak da Kur'ân­ı Kerim oldu.

Ta ezel aleminden bugüne Allâh'ın yüce katından tecellî eden bu ilahî kelâmlara / sözlere / beyanlara her âşinâ gönül ve lisan da, birer sır ve hikmet hazinesi haline geldi. O ilâhî hitapların ilk muhatapları Rabbimizin rasulleri ve nebîleri oldu. İkinci muhatapları da Hakk'ın velîleri ve edipleri oldu. Üçüncü muhatapları da sevda ve bağlılık halkasını oluşturdu. O ilâhî kelam ve sözlerden nasiplerine göre peygamberlerin biri safiyyullah, biri neciyyullah, biri halîlullah, biri rûhullah, biri de habîbullah payesine erişti.

O ilahi beyan ve ifadelerden nasiplerine göre; kimi sıddîk, kimi faruk, kimi zinnûreyn, kimi hayder ve ilim şehrinin kapısı oldu. O ilahî kelimelerden nasiplerine göre; kimi büyük bir imam, kimi irfan hazinesi, kimi mâneviyat sultanı, kimi Mevlânâ, kimi Yûnus oldu. Kimi Bahaeddin Nakşibend oldu kimi İmâm­ı Rabbânî. Kimi Fatih oldu, kimi Akşemseddin. Kimi Ahmed Han oldu, kimi de nice hanlar yetiştiren Hüdâyi. Hep o ilâhî kelâmdan nasip ile. Hep o ilâhî kelâmdaki sırlar ve hikmetler ile...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat