Karanlıkta Kaybolurken

Stok Kodu:
9786055828059
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
355
Basım Tarihi:
2008-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786055828059
577873
Karanlıkta Kaybolurken
Karanlıkta Kaybolurken
20.00

Gecenin bir yarısında çalan telefon rahatsız edici olduğu kadar merak ettiricidir de.

Ve kimi için ''görev'' alan iş, kimi için var ya da yok olmanın hikayesidir.

Taşrada küçük bir mahallede yaşanan şiddet, gelip metropoldekini bulur.

İnsan acıyı dört duvarın içini paylaştığı insanlarla tanır.

Aile içi şiddete ve madde bağımlılığına maruz nice çocuk, gecenin karanlığında kaybolur.

"Sayıları her geçen yıl biraz daha artıyordu. Her geçen gün, ay, sene biraz daha çoğunluktular, biraz daha gündemdeydiler, biraz daha haberdiler ama hepsi birbirinin aynıydılar. Aralarına yenileri katılmıyor, bölünüp çoğalıyorlardı sanki. Zayıf, çelimsiz, derine kaçmış gözleri öfkeli. Soğuktan donmamak için üzerlerine giydikleri parkaların, lime lime montların, kirli pantolanların üstünde mağazadan aldıkları yepyeni kazaklar. Bazıları büyük ve bol gelmiş, kol uçları parkanın kollarından fırlamıştı. Ayakkabıları boyasız, çamurlu, yırtıktı."

"Avanos'un üstünde karanlık bir gökyüzü içinde yıldızlar sapsarı parlıyordu yüzlercesi. Kırmızı yeşil iki ışık durmaksızın yanıp sönerek kayıyordu gökte.

"Uçak!" derken sesi boğuldu. Omzundaki eli itmek istedi. Kolu kalkmadı. Gözyaşları dolup geldi. Yıldızlar bulanıklaştı."

Gecenin bir yarısında çalan telefon rahatsız edici olduğu kadar merak ettiricidir de.

Ve kimi için ''görev'' alan iş, kimi için var ya da yok olmanın hikayesidir.

Taşrada küçük bir mahallede yaşanan şiddet, gelip metropoldekini bulur.

İnsan acıyı dört duvarın içini paylaştığı insanlarla tanır.

Aile içi şiddete ve madde bağımlılığına maruz nice çocuk, gecenin karanlığında kaybolur.

"Sayıları her geçen yıl biraz daha artıyordu. Her geçen gün, ay, sene biraz daha çoğunluktular, biraz daha gündemdeydiler, biraz daha haberdiler ama hepsi birbirinin aynıydılar. Aralarına yenileri katılmıyor, bölünüp çoğalıyorlardı sanki. Zayıf, çelimsiz, derine kaçmış gözleri öfkeli. Soğuktan donmamak için üzerlerine giydikleri parkaların, lime lime montların, kirli pantolanların üstünde mağazadan aldıkları yepyeni kazaklar. Bazıları büyük ve bol gelmiş, kol uçları parkanın kollarından fırlamıştı. Ayakkabıları boyasız, çamurlu, yırtıktı."

"Avanos'un üstünde karanlık bir gökyüzü içinde yıldızlar sapsarı parlıyordu yüzlercesi. Kırmızı yeşil iki ışık durmaksızın yanıp sönerek kayıyordu gökte.

"Uçak!" derken sesi boğuldu. Omzundaki eli itmek istedi. Kolu kalkmadı. Gözyaşları dolup geldi. Yıldızlar bulanıklaştı."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat