Karl Jaspers Felsefesine Giriş

Stok Kodu:
9786054921201
Boyut:
12.50x19.50
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786054921201
370261
Karl Jaspers Felsefesine Giriş
Karl Jaspers Felsefesine Giriş
15.00

Karl Jaspers birbirlerinden farklı biçimlerde insanın varlık tarzlarını belirler. “Varolma (Dasein) olarak insan”, başta psikoloji, sosyoloji ve antropoloji olmak üzere çeşitli bilim dalları tarafından bir araştırma nesnesi olarak ele alınır. İnsan, bu bilimlerin ortaya koyduğu bilgiyle “bilinebilir-kavranabilir” bir özelliğe sahiptir; ancak Jaspers'e göre “insan, temelde kendisi hakkında bildiğinden ve bilinenden daha fazladır”. “Varoluş (Existenz)” her türlü nesnelliğin ötesinde insanın asıl gerçek varlığıdır ve felsefe yapmanın konusudur. Varoluşun kendisine özgü bir dili vardır. Bu, “işaretler (signa)” dilidir. İnsan kavramla açıklanabilir bir yapıdan varoluş olarak işaretlerle kendisini aydınlatma sürecine girmektedir.

Varoluş, işaret dillerinden “iletişim”, “sınır durumlar” ve “özgürlük” sayesinde kendisini aydınlatmaktadır. Varolma (Dasein) olarak insan, sınır durumlar içerisinde varoluşunun farkına varır. Sınır durumlar, “mümkün varoluş”u sarsar ve uyandırır. Mümkün varoluşun uyanması, sınır durumların asıl işlevidir. “Sınır durumları tecrübe etmek ve varoluş içinde olmak aynı şeydirler.”

Varoluşsal iletişim kendi varoluşlarını arayan iki insan arasındaki iletişimdir. “Yalnızlık”, “açık olma” ve “sevenlerin savaşımı” bu iletişim içinde yer alan özelliklerdir. Varoluşsal iletişimde insanın bir başkasıyla özgür olması söz konusudur.

Karl Jaspers'in “varoluş aydınlanmasının asıl işareti” olarak belirlediği özgürlük, varoluşu gerçekleştirmektedir. İnsanın varoluşunun gerçekleşmesi onun özgür olması anlamına gelmektedir. Özgürlük sorununun kaynağı, sorunu ortaya koyan insanın dışında değildir. Varoluşun olanaklılığından gelen sorun özgürlüğe, kendisini gerçekleştirmesi çağrısında bulunmaktadır.

Karl Jaspers birbirlerinden farklı biçimlerde insanın varlık tarzlarını belirler. “Varolma (Dasein) olarak insan”, başta psikoloji, sosyoloji ve antropoloji olmak üzere çeşitli bilim dalları tarafından bir araştırma nesnesi olarak ele alınır. İnsan, bu bilimlerin ortaya koyduğu bilgiyle “bilinebilir-kavranabilir” bir özelliğe sahiptir; ancak Jaspers'e göre “insan, temelde kendisi hakkında bildiğinden ve bilinenden daha fazladır”. “Varoluş (Existenz)” her türlü nesnelliğin ötesinde insanın asıl gerçek varlığıdır ve felsefe yapmanın konusudur. Varoluşun kendisine özgü bir dili vardır. Bu, “işaretler (signa)” dilidir. İnsan kavramla açıklanabilir bir yapıdan varoluş olarak işaretlerle kendisini aydınlatma sürecine girmektedir.

Varoluş, işaret dillerinden “iletişim”, “sınır durumlar” ve “özgürlük” sayesinde kendisini aydınlatmaktadır. Varolma (Dasein) olarak insan, sınır durumlar içerisinde varoluşunun farkına varır. Sınır durumlar, “mümkün varoluş”u sarsar ve uyandırır. Mümkün varoluşun uyanması, sınır durumların asıl işlevidir. “Sınır durumları tecrübe etmek ve varoluş içinde olmak aynı şeydirler.”

Varoluşsal iletişim kendi varoluşlarını arayan iki insan arasındaki iletişimdir. “Yalnızlık”, “açık olma” ve “sevenlerin savaşımı” bu iletişim içinde yer alan özelliklerdir. Varoluşsal iletişimde insanın bir başkasıyla özgür olması söz konusudur.

Karl Jaspers'in “varoluş aydınlanmasının asıl işareti” olarak belirlediği özgürlük, varoluşu gerçekleştirmektedir. İnsanın varoluşunun gerçekleşmesi onun özgür olması anlamına gelmektedir. Özgürlük sorununun kaynağı, sorunu ortaya koyan insanın dışında değildir. Varoluşun olanaklılığından gelen sorun özgürlüğe, kendisini gerçekleştirmesi çağrısında bulunmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat