Katılımcı Yerel Yönetim

Stok Kodu:
9786054979080
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786054979080
558252
Katılımcı Yerel Yönetim
Katılımcı Yerel Yönetim
15.50

Yeni toplumsal iş bölümü çerçevesinde tek öznenin (devletin) hakimiyetini aramak yerine yerel, ulusal, uluslararası ölçekte yeni aktörlerin devreye sokulması önem kazanmaktadır. Yeni ilişkiler sistemi içinde, demokratiklik, açıklık, hesap verebilme, çoğulculuk, kararların ve hizmetlerin mümkün olan en alt düzeyde üretilmesi (subsidiarity) öne çıkmaktadır. Bütün bu vurgular, devletin halka en yakın kademesi olan yerel yönetimlerin, etkin birer aktör olabilmeleri için, kendilerinin de değişmeleri gerekliliğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, yönetişim kavramı çerçevesinde amaçlanan, yerel yönetimlerin her şeyi kendilerinin yapması değil; toplumdaki diğer “aktörleri” bir ortaklık (partnership, stakeholdership) anlayışı içinde yapabilir kılmalarıdır. Böyle bir aktif ortaklık sonucunda tek tek kentlinin ve kentteki biçimsel (formal) ve biçimsel olmayan (informal) kuruluşların kentte bağlılıkları sağlanabilir; kentsel kaynakların eşit/adil dağıtımı öngörülebilir; kentler yaşanabilir kılınabilir ve sürdürülebilirlik güvence altına alınabilir. Bu tür yaygın ve etkin katılımcı bir anlayış, aynı zamanda, yerel yönetimlerin faaliyetlerine meşruiyet (legitimacy) kazandırıp, temsili demokrasinin eksikliklerini, bir ölçüde, giderebilir.
Türkiye'de yerel etkinlik ve sorumlulukların, yönetişim kavramıyla örtüştüğü bir başka uygulama 1990'lı yıllarda gelişmiştir, “Yerel Gündem 21”ler olmuştur. Gelecek yüzyıla açılan yeni yönetişim anlayışının temel taşlarını döşeyen Gündem 21'in çıkış noktası, 1992 yılında Rio de Janeiro'da yapılan

Yeni toplumsal iş bölümü çerçevesinde tek öznenin (devletin) hakimiyetini aramak yerine yerel, ulusal, uluslararası ölçekte yeni aktörlerin devreye sokulması önem kazanmaktadır. Yeni ilişkiler sistemi içinde, demokratiklik, açıklık, hesap verebilme, çoğulculuk, kararların ve hizmetlerin mümkün olan en alt düzeyde üretilmesi (subsidiarity) öne çıkmaktadır. Bütün bu vurgular, devletin halka en yakın kademesi olan yerel yönetimlerin, etkin birer aktör olabilmeleri için, kendilerinin de değişmeleri gerekliliğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, yönetişim kavramı çerçevesinde amaçlanan, yerel yönetimlerin her şeyi kendilerinin yapması değil; toplumdaki diğer “aktörleri” bir ortaklık (partnership, stakeholdership) anlayışı içinde yapabilir kılmalarıdır. Böyle bir aktif ortaklık sonucunda tek tek kentlinin ve kentteki biçimsel (formal) ve biçimsel olmayan (informal) kuruluşların kentte bağlılıkları sağlanabilir; kentsel kaynakların eşit/adil dağıtımı öngörülebilir; kentler yaşanabilir kılınabilir ve sürdürülebilirlik güvence altına alınabilir. Bu tür yaygın ve etkin katılımcı bir anlayış, aynı zamanda, yerel yönetimlerin faaliyetlerine meşruiyet (legitimacy) kazandırıp, temsili demokrasinin eksikliklerini, bir ölçüde, giderebilir.
Türkiye'de yerel etkinlik ve sorumlulukların, yönetişim kavramıyla örtüştüğü bir başka uygulama 1990'lı yıllarda gelişmiştir, “Yerel Gündem 21”ler olmuştur. Gelecek yüzyıla açılan yeni yönetişim anlayışının temel taşlarını döşeyen Gündem 21'in çıkış noktası, 1992 yılında Rio de Janeiro'da yapılan

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat