"O halde Kriton, bırak benim dediğim olsun. Zaten tanrıların da emrettikleri şey budur." -Sokrates- Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir. Kriton, Platon'un ilk kaleme alınmış eserleri arasında yer alır. Platon bu diyalogda, hocası Sokrates'in felsefi fikirlerini tanıtır. Sokrates'in ölümünden bir gün öncesini konu alan Kriton aynı zamanda biyografik bir eserdir ve Sokrates'in hayatının son dönemini bize en ince ayrıntısına kadar anlatır. Sokrates diyalogda, bir yurttaşın ülkesiyle ve ülkesinin yasalarıyla olan ilişkisini irdeler ve insanın, ülkesinin yasalarına söz konusu yasaların adaletsiz olduğuna inansa bile itaat etmekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün başka her şeyden önce geldiğini savunur.
"O halde Kriton, bırak benim dediğim olsun. Zaten tanrıların da emrettikleri şey budur." -Sokrates- Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir. Kriton, Platon'un ilk kaleme alınmış eserleri arasında yer alır. Platon bu diyalogda, hocası Sokrates'in felsefi fikirlerini tanıtır. Sokrates'in ölümünden bir gün öncesini konu alan Kriton aynı zamanda biyografik bir eserdir ve Sokrates'in hayatının son dönemini bize en ince ayrıntısına kadar anlatır. Sokrates diyalogda, bir yurttaşın ülkesiyle ve ülkesinin yasalarıyla olan ilişkisini irdeler ve insanın, ülkesinin yasalarına söz konusu yasaların adaletsiz olduğuna inansa bile itaat etmekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün başka her şeyden önce geldiğini savunur.