M. K. Adlı Çocuğun Tehcir Anıları 1915 ve Sonra Cd Hediyeli

Stok Kodu:
9789750503375
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
196
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789750503375
516190
M. K. Adlı Çocuğun Tehcir Anıları 1915 ve Sonra
M. K. Adlı Çocuğun Tehcir Anıları 1915 ve Sonra Cd Hediyeli
23.50
9 yaşında tehcire uğrayan Adanalı Ermeni Manuel Kırkyaşaryan, tüyler ürperten yaşam öyküsünü anlatıyor. İki gün içinde annesini de babasını da kaybedişini, etrafındaki herkesin öldürülüşünü, bir tür esir pazarında satılışını, evlatlık gittiği evlerden kaça kaça, on yıl dolana dolana sonunda hayatta kalan akrabalarını buluşunu... Halep; uzun yıllar Kıbrıs; Avustralya... "Ben dokuzumda öleceğidim. Bu hayat bana Allah'ın lütfudur" demiş Kırkyaşaryan çocuklarına, 91 yıllık ömrünün son demlerinde. En iyi kullandığı dil hep Türkçe olmuş. Tehcir anılarını onlarca yıl sonra teybe okurken bile ismini vermekten ürken, "Benim ismim M. K." diye söze başlayan Manuel Usta'nın anlattıkları insanı ürpertiyor. Ama sadece korkunç olayların ürpertisi değil bu. Manuel Usta'nın yaşadığı büyük acıları kinle değil, bu anıları yayına hazırlayan Baskın Oran'ın dediği gibi affetmeye hazır, sevmeye hazır bir dille anlatması, başka bir türlü sarsıyor insanı!.. Fecaatin ortasında, iyiliğin küçük alâmetlerine, hayatın gücüne tutunmaya çalışan bu dil, muhtemelen Manuel Usta'nın geçmişin kâbusuyla başetmek için bulduğu bir yordam. Öyle de olsa; hayatın ve insaniyetin gücü önünde saygıyla ürpermekten alıkoymuyor okuru.
9 yaşında tehcire uğrayan Adanalı Ermeni Manuel Kırkyaşaryan, tüyler ürperten yaşam öyküsünü anlatıyor. İki gün içinde annesini de babasını da kaybedişini, etrafındaki herkesin öldürülüşünü, bir tür esir pazarında satılışını, evlatlık gittiği evlerden kaça kaça, on yıl dolana dolana sonunda hayatta kalan akrabalarını buluşunu... Halep; uzun yıllar Kıbrıs; Avustralya... "Ben dokuzumda öleceğidim. Bu hayat bana Allah'ın lütfudur" demiş Kırkyaşaryan çocuklarına, 91 yıllık ömrünün son demlerinde. En iyi kullandığı dil hep Türkçe olmuş. Tehcir anılarını onlarca yıl sonra teybe okurken bile ismini vermekten ürken, "Benim ismim M. K." diye söze başlayan Manuel Usta'nın anlattıkları insanı ürpertiyor. Ama sadece korkunç olayların ürpertisi değil bu. Manuel Usta'nın yaşadığı büyük acıları kinle değil, bu anıları yayına hazırlayan Baskın Oran'ın dediği gibi affetmeye hazır, sevmeye hazır bir dille anlatması, başka bir türlü sarsıyor insanı!.. Fecaatin ortasında, iyiliğin küçük alâmetlerine, hayatın gücüne tutunmaya çalışan bu dil, muhtemelen Manuel Usta'nın geçmişin kâbusuyla başetmek için bulduğu bir yordam. Öyle de olsa; hayatın ve insaniyetin gücü önünde saygıyla ürpermekten alıkoymuyor okuru.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat