Medeniyet - Müslüman Toplumsallığın İnşası

Stok Kodu:
9786055000141
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
440
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786055000141
376152
Medeniyet - Müslüman Toplumsallığın İnşası
Medeniyet - Müslüman Toplumsallığın İnşası
24.00

Bu kitaptaki makaleler Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçerken medeniyet kavramının içeriğinin civilisation'a ait anlamlarla yüklenmesini eleştirmeye yöneliktir. Kaleme aldığımız makalelerde 'medeniyet'i kendi kültür ve inanç evrenimiz içinden yeniden anlamlandırabilme çabası ile hareket ettik. Bu kitapta Türkiye'de 'medeniyet' kavramı etrafında düşünce veren çok değerli yazarların fikirlerini tahlil etmeye çalıştık. Batı ve Doğu'da Müslüman olmayan toplum havzalarında ortaya çıkmış teknik biçimlenmeleri ve iktisadi - politik organizasyonları 'uygarlık' kavramı ile karşıladık. Müslüman toplumların uygarlığa dönüştükçe 'medeniyet' olgusundan kopuşuna işaret ettik. İslam Medeniyeti'nin doğuşu ancak ahkamı yaşayan bir İslam toplumunun ortaya çıkışı ile mümkün olacaktır. Medeniyet İslam dininin ilkeleri ile yaşamayı seçmiş bir toplumun varlığı ile zuhur edecektir. Bu toplum kendi kültür ve tekniğini üretir ve bunu adalet , imar , iktisadi tesanüd haline getirdiğinde yeryüzünde ahlak nizamı doğar. Bu manada medeniyetin sürekliliğinden bahsedilemez.

Medeniyet, teknik-ilim değil; Müslüman halkların iktisadi, içtimai dindarlığıdır. Teknikler, eşyalar, yol, köprü, vb. bilimsel gelişmeler, vs. konular ise kültürdür. Her din kendi oluşturduğu toplumun rasyonel düşüncesine göre kültür üretir. Asıl çatışma 'uygarlıklar ile medeniyet' arasındadır. Medeniyet biz Müslümanların toplumsal dindarlığımızda tezahür etmektedir. Ev-mahalle-cami-bedesten-vakıf-şehir kuran fıkıh ve hukukun inşa ettiği adil nizamdır. Medeniyet, toplumu cemaatten (aileden) başlatır ve her halkada daha geniş bir cemaatle yapısallaşır. Uygarlıklar ise ya birey modelleridir ya da klan-aşiret sistemleridir. İslam, hane temelli yapısıyla bu ikisinden de beridir. Müslüman toplumsallığın yeniden inşası gerçekleşmedikçe bir 'medeniyet' kurulamayacağı düşüncesi bu kitabın hareket noktasıdır."

Bu kitaptaki makaleler Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçerken medeniyet kavramının içeriğinin civilisation'a ait anlamlarla yüklenmesini eleştirmeye yöneliktir. Kaleme aldığımız makalelerde 'medeniyet'i kendi kültür ve inanç evrenimiz içinden yeniden anlamlandırabilme çabası ile hareket ettik. Bu kitapta Türkiye'de 'medeniyet' kavramı etrafında düşünce veren çok değerli yazarların fikirlerini tahlil etmeye çalıştık. Batı ve Doğu'da Müslüman olmayan toplum havzalarında ortaya çıkmış teknik biçimlenmeleri ve iktisadi - politik organizasyonları 'uygarlık' kavramı ile karşıladık. Müslüman toplumların uygarlığa dönüştükçe 'medeniyet' olgusundan kopuşuna işaret ettik. İslam Medeniyeti'nin doğuşu ancak ahkamı yaşayan bir İslam toplumunun ortaya çıkışı ile mümkün olacaktır. Medeniyet İslam dininin ilkeleri ile yaşamayı seçmiş bir toplumun varlığı ile zuhur edecektir. Bu toplum kendi kültür ve tekniğini üretir ve bunu adalet , imar , iktisadi tesanüd haline getirdiğinde yeryüzünde ahlak nizamı doğar. Bu manada medeniyetin sürekliliğinden bahsedilemez.

Medeniyet, teknik-ilim değil; Müslüman halkların iktisadi, içtimai dindarlığıdır. Teknikler, eşyalar, yol, köprü, vb. bilimsel gelişmeler, vs. konular ise kültürdür. Her din kendi oluşturduğu toplumun rasyonel düşüncesine göre kültür üretir. Asıl çatışma 'uygarlıklar ile medeniyet' arasındadır. Medeniyet biz Müslümanların toplumsal dindarlığımızda tezahür etmektedir. Ev-mahalle-cami-bedesten-vakıf-şehir kuran fıkıh ve hukukun inşa ettiği adil nizamdır. Medeniyet, toplumu cemaatten (aileden) başlatır ve her halkada daha geniş bir cemaatle yapısallaşır. Uygarlıklar ise ya birey modelleridir ya da klan-aşiret sistemleridir. İslam, hane temelli yapısıyla bu ikisinden de beridir. Müslüman toplumsallığın yeniden inşası gerçekleşmedikçe bir 'medeniyet' kurulamayacağı düşüncesi bu kitabın hareket noktasıdır."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat