Üzerinde çalışılan metin 16. yüzyıla aittir. İstinsah tarihi, üzerinde kayıtlı olmamasına rağmen kullanılan dil ve imla hususiyetleri ile aynı dönem içinde kaleme alındığı bellidir. Eserin sahibi Ayasofya Hatibi Hamdullah Hamdi, hatipliğinin yanı sıra Ayasofya Medresesinde uzun yıllar müderrislik yapmıştır. Mevlûdu'n-Nebî adlı eseri, hiçbir zaman Süleyman Çelebi'nin eseri kadar şöhrete ulaşamamış ve halk arasında rağbet görmemiştir.
Eser 11 ana bölüme ayrılmıştır. Her bölüm şairin dileğine göre çeşitli fasıllara bölünmüştür. Bu bölümlerin kimi uzun tutulmuş kimi ise çok kısa geçilmiştir.
Çalışmada Mevlûdu'n-Nebî'nin çeviri yazılı metni verildi ve abece sırasıyla dizini yapıldı.
Üzerinde çalışılan metin 16. yüzyıla aittir. İstinsah tarihi, üzerinde kayıtlı olmamasına rağmen kullanılan dil ve imla hususiyetleri ile aynı dönem içinde kaleme alındığı bellidir. Eserin sahibi Ayasofya Hatibi Hamdullah Hamdi, hatipliğinin yanı sıra Ayasofya Medresesinde uzun yıllar müderrislik yapmıştır. Mevlûdu'n-Nebî adlı eseri, hiçbir zaman Süleyman Çelebi'nin eseri kadar şöhrete ulaşamamış ve halk arasında rağbet görmemiştir.
Eser 11 ana bölüme ayrılmıştır. Her bölüm şairin dileğine göre çeşitli fasıllara bölünmüştür. Bu bölümlerin kimi uzun tutulmuş kimi ise çok kısa geçilmiştir.
Çalışmada Mevlûdu'n-Nebî'nin çeviri yazılı metni verildi ve abece sırasıyla dizini yapıldı.