Milena'ya Mektuplar

Stok Kodu:
9786054820344
Boyut:
14.00x21.80
Sayfa Sayısı:
318
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-09
Çeviren:
Mutlu Zengin Çetin
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786054820344
615839
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya Mektuplar
25.00

“Seni seviyorum işte, kaz kafalı, tıpkı bir denizin tabanındaki minicik bir çakıl taşını sevmesi, onu sarıp sarmalaması gibi.”

Almanca yazan Franz Kafka'nın, eserlerini Çekçeye çevirecek olan Milena Jesenská'yla “iş ve çeviri” için mektuplaşmaları bir süre sonra tutkulu bir aşk ilişkisinin vasıtası olur. Sevgili Bayan Milena diye başlayıp “siz” diliyle yazılan mektuplar, bir süre sonra artık “Sevgili Milena” diye başlar ve Milena da “sen” diye hitap edilen bir sevgiliye dönüşür.

Ancak bu mektuplarda sadece gizli bir aşk ilişkisinin yankısı, kavuşma umutlarının, bir araya gelme planlarının heyecanlı sesi duyulmaz, belki bir o kadar, hatta belki ondan da fazla olarak, Franz Kafka'nın ruh hali, kırılganlığı, korkuları, bir Çek şehrinde Almanca konuşan bir Yahudi olmaya dair deneyimleri, o zamana kadar yazdığı eserler üzerine görüşleri, çalıştığı İşçi Kaza Sigortası Kurumu'ndaki büro yaşamının boğuculuğu, en sonunda hayatına da mal olacak olan akciğer hastalığı ve öksürükleri, sanatoryum deneyimleri, eski Avrupa romanlarından aşina olduğumuz “sağlık gezileri” gibi çok zengin bir çoksesliliğin notaları da işitilir.

Milena'ya Mektuplar, denebilir ki, Kafka'nın karmaşık kişiliğine ve eserlerinin çekirdeğine giden yolların en mahremi ve ister istemez en fazla şefkat uyandıranıdır.

“Milena'ya Mektuplar'da Kafka'nın sesi, kurmaca eserlerine kıyasla çok daha mahrem, saf ve acı dolu.”

- Jan Kott

“Seni seviyorum işte, kaz kafalı, tıpkı bir denizin tabanındaki minicik bir çakıl taşını sevmesi, onu sarıp sarmalaması gibi.”

Almanca yazan Franz Kafka'nın, eserlerini Çekçeye çevirecek olan Milena Jesenská'yla “iş ve çeviri” için mektuplaşmaları bir süre sonra tutkulu bir aşk ilişkisinin vasıtası olur. Sevgili Bayan Milena diye başlayıp “siz” diliyle yazılan mektuplar, bir süre sonra artık “Sevgili Milena” diye başlar ve Milena da “sen” diye hitap edilen bir sevgiliye dönüşür.

Ancak bu mektuplarda sadece gizli bir aşk ilişkisinin yankısı, kavuşma umutlarının, bir araya gelme planlarının heyecanlı sesi duyulmaz, belki bir o kadar, hatta belki ondan da fazla olarak, Franz Kafka'nın ruh hali, kırılganlığı, korkuları, bir Çek şehrinde Almanca konuşan bir Yahudi olmaya dair deneyimleri, o zamana kadar yazdığı eserler üzerine görüşleri, çalıştığı İşçi Kaza Sigortası Kurumu'ndaki büro yaşamının boğuculuğu, en sonunda hayatına da mal olacak olan akciğer hastalığı ve öksürükleri, sanatoryum deneyimleri, eski Avrupa romanlarından aşina olduğumuz “sağlık gezileri” gibi çok zengin bir çoksesliliğin notaları da işitilir.

Milena'ya Mektuplar, denebilir ki, Kafka'nın karmaşık kişiliğine ve eserlerinin çekirdeğine giden yolların en mahremi ve ister istemez en fazla şefkat uyandıranıdır.

“Milena'ya Mektuplar'da Kafka'nın sesi, kurmaca eserlerine kıyasla çok daha mahrem, saf ve acı dolu.”

- Jan Kott

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat