Prematüre Yalnızlık

Stok Kodu:
9786059791748
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
160
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9786059791748
620195
Prematüre Yalnızlık
Prematüre Yalnızlık
15.00

Senin için önemli olan insanlar karşısında olabildiğince kendin olmamak!

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla Bab-ı Sema

Her insan bir dünya taşımakla kalmazmış bedeninde, bütün kainatı taşımakla marifetini gösterirmiş meğer. Yıl­dızlar eşlik edermiş gülüşlerine mesela, göktaşları ağlatır­mış kimi zaman. Herkesin güneşi gözlerindeymiş oysa. Ve bütün kainat gizliymiş en nihayetinde tüm sırlarıyla Levh-i Mahfuz'da. Ben de efendimden öğrendim. Öğren­dikçe susuzluğum arttı, içtikçe doymadım; kana kana iç­tim, yine doyamadım. Durmadan okudum. Gece gündüz demeden harf harf dokudum günleri.

Her kitap bir yıldızdı, bir ay, bir güneşti. Kaç tane ki­tap okuduğumu saymıyordum. Çünkü her kitabın sonuna geldiğimde, daha önce hiç kitap okumamış gibi aç hisse­diyordum kendimi okumaya.
Hangi kitabı okursam okuyayım, mutlaka Kur'an-ı Kerim'i de okuyor, üzerine düşünüyor ve anlamadığım yerleri efendime soruyordum. Bir gün efendime sordum:
“Üstünlük takvadadır, diyen Allah'a hamd olsun. Ancak, nedir takva?”
“Evlat, üç şeydir takva: Korkmak, kaçmak, koşmaktır.”
Anlamadığımı biliyordu. Devam etti izahına:

“Takva ki evvela korkmaktır. Seni en güzel biçimde yara­tan, sana sadece nefs değil, akıl ve ilm bahşeden Allah'tan korkmaktır. Zaten takvanın ilk hâli de budur. Takva ki kaçmaktır. Sen de ki sakınmaktır. Günahlardan kaçmak­tır ki takvanın ikinci hâli de budur. Takva ki koşmaktır. Nefsinden ve şeytanından kurtulup Allah'a koşmak ve ona kavuşmaktır ki takvanın son hali de budur evlat.”

Senin için önemli olan insanlar karşısında olabildiğince kendin olmamak!

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla Bab-ı Sema

Her insan bir dünya taşımakla kalmazmış bedeninde, bütün kainatı taşımakla marifetini gösterirmiş meğer. Yıl­dızlar eşlik edermiş gülüşlerine mesela, göktaşları ağlatır­mış kimi zaman. Herkesin güneşi gözlerindeymiş oysa. Ve bütün kainat gizliymiş en nihayetinde tüm sırlarıyla Levh-i Mahfuz'da. Ben de efendimden öğrendim. Öğren­dikçe susuzluğum arttı, içtikçe doymadım; kana kana iç­tim, yine doyamadım. Durmadan okudum. Gece gündüz demeden harf harf dokudum günleri.

Her kitap bir yıldızdı, bir ay, bir güneşti. Kaç tane ki­tap okuduğumu saymıyordum. Çünkü her kitabın sonuna geldiğimde, daha önce hiç kitap okumamış gibi aç hisse­diyordum kendimi okumaya.
Hangi kitabı okursam okuyayım, mutlaka Kur'an-ı Kerim'i de okuyor, üzerine düşünüyor ve anlamadığım yerleri efendime soruyordum. Bir gün efendime sordum:
“Üstünlük takvadadır, diyen Allah'a hamd olsun. Ancak, nedir takva?”
“Evlat, üç şeydir takva: Korkmak, kaçmak, koşmaktır.”
Anlamadığımı biliyordu. Devam etti izahına:

“Takva ki evvela korkmaktır. Seni en güzel biçimde yara­tan, sana sadece nefs değil, akıl ve ilm bahşeden Allah'tan korkmaktır. Zaten takvanın ilk hâli de budur. Takva ki kaçmaktır. Sen de ki sakınmaktır. Günahlardan kaçmak­tır ki takvanın ikinci hâli de budur. Takva ki koşmaktır. Nefsinden ve şeytanından kurtulup Allah'a koşmak ve ona kavuşmaktır ki takvanın son hali de budur evlat.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat