Şiddet ve Medenilik Wellek Library Konferansları ve Diğer Siyaset Felsefesi Denemeleri

Stok Kodu:
9789750515446
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
392
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-04
Çeviren:
Sevgi Tamgüç
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789750515446
371536
Şiddet ve Medenilik
Şiddet ve Medenilik Wellek Library Konferansları ve Diğer Siyaset Felsefesi Denemeleri
33.50

Şiddet ve Medenilik, siyasetin şiddetle kurucu ilişkisinin hukuk, kurumlar ve ideoloji tarafından düzen içine sokulamadığı; aşırı şiddetin
normalleşmiş şiddete dönüştürülemediği farklı bir sahne üzerine düşünmeye davet ediyor. Vahşetin topografisini çıkarmaya çalışıyor.
Bu alanda kimlik sayıklamaları, imha, kanunun intikamı gibi aşırı öznel biçimler; kapitalist aşırı sömürü; yaşamın bir atık olarak üretilmesi ve ortadan kaldırılması gibi aşırı nesnel biçimler üst üste geliyor. Balibar, bu alan üzerine düşünürken, siyaseti şiddet karşıtı olmak olarak tanımlayabilecek farklı medenilik stratejilerini karşılaştırıyor.Marx'ın ve Marksistlerin siyaset ve şiddet ilişkisi konusundaki tavırlarını eleştirmeyi bu düşün faaliyetinin merkezine yerleştiren Balibar, sorunu, Hegel'den Clausewitz'e uzanan bir soykütüğü içinde, Carl Schmitt'in egemenlik kavramını sorgulayarak ele alıyor. Toplumsal dönüşüm ve özgürleşmenin gerçek koşullarını tespit etmeye çalışırken, aynı zamanda bir devrim medeniyetinin varoluş sorununu aydınlatmayı hedefliyor. Siyasetin, Rosa Luxemburg'un 1914'te öngördüğü barbarlığa dönüşmemesi için medenilik ve devrimin, Lenin ve Gandhi'nin buluşmasının, yani zıtların birliğinin vazgeçilmez gereğine işaret ediyor.

''İsyanın kötü yola sapması riskinin isyan etmemek için hiçbir zaman yeterli bir neden olmadığını savunan etik karardan hareketle,
siyasetin trajik cephesi bir trajedi siyasetine dönüşebilir,'' diyerek bizi uyaran Étienne Balibar'a göre, bugün siyasetin önündeki esas sorun kanaat/inanç etiği ile sorumluluk etiğinin demokratik olarak nasıl paylaşılabileceğidir.

Şiddet ve Medenilik, siyasetin şiddetle kurucu ilişkisinin hukuk, kurumlar ve ideoloji tarafından düzen içine sokulamadığı; aşırı şiddetin
normalleşmiş şiddete dönüştürülemediği farklı bir sahne üzerine düşünmeye davet ediyor. Vahşetin topografisini çıkarmaya çalışıyor.
Bu alanda kimlik sayıklamaları, imha, kanunun intikamı gibi aşırı öznel biçimler; kapitalist aşırı sömürü; yaşamın bir atık olarak üretilmesi ve ortadan kaldırılması gibi aşırı nesnel biçimler üst üste geliyor. Balibar, bu alan üzerine düşünürken, siyaseti şiddet karşıtı olmak olarak tanımlayabilecek farklı medenilik stratejilerini karşılaştırıyor.Marx'ın ve Marksistlerin siyaset ve şiddet ilişkisi konusundaki tavırlarını eleştirmeyi bu düşün faaliyetinin merkezine yerleştiren Balibar, sorunu, Hegel'den Clausewitz'e uzanan bir soykütüğü içinde, Carl Schmitt'in egemenlik kavramını sorgulayarak ele alıyor. Toplumsal dönüşüm ve özgürleşmenin gerçek koşullarını tespit etmeye çalışırken, aynı zamanda bir devrim medeniyetinin varoluş sorununu aydınlatmayı hedefliyor. Siyasetin, Rosa Luxemburg'un 1914'te öngördüğü barbarlığa dönüşmemesi için medenilik ve devrimin, Lenin ve Gandhi'nin buluşmasının, yani zıtların birliğinin vazgeçilmez gereğine işaret ediyor.

''İsyanın kötü yola sapması riskinin isyan etmemek için hiçbir zaman yeterli bir neden olmadığını savunan etik karardan hareketle,
siyasetin trajik cephesi bir trajedi siyasetine dönüşebilir,'' diyerek bizi uyaran Étienne Balibar'a göre, bugün siyasetin önündeki esas sorun kanaat/inanç etiği ile sorumluluk etiğinin demokratik olarak nasıl paylaşılabileceğidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat