Princeton University´den John Waterbury, bu rehber kitapta, sanayileşen ülkelerde (ülkelerin sanayileştirilmesinde) kamu kesimlerinin kaynakları, büyümesi, kapsamı ve reforme edilmesini inceliyor. Hepsi de geniş kamu işletmesi sektörleri oluşturan Mısır, Hindistan, Meksika ve Türkiye´yi karşılaştırırsak, ulusal/kültürel/kurumsal tercihlerin ötesine geçen bir kavramı, kamu mülkiyeti rejiminde "otorite-birim" (patron-uygulayıcı birim) ilişkisinin mantığını irdeliyor. Bu arada, kamu görevlilerinin nasıl rant avcılığına başladığını, kamu görevlilerinin kamu maliyesini nasıl kemirdiğini, nasıl düşük verimli ve yüksek maliyetli hale geldiğini açıklıyor.
Waterbury ayrıca kamu işletmesi ile ilişkili çıkar koalisyonlarının reformun önünde dehşetli engeller oluşturabildiğini kuvvetle vurguluyor. Ancak bu aynı koalisyonlar, bu ülkelerin kiminde hükümetlerin kamu işletmelerini siyasetten uzak tutmak için giriştiği özelleştirme şeklindeki köklü yeniden yapılandırmalara direnmekte yetersiz, parçalanmış ve zayıf kalmışlardır. Waterbury´nin zengin deneysel birikimle desteklenen birimler ve kollektif hareketler teorilerine ilişkin gözlemleri kamu işletmesi üzerine açıklayıcı, işlevsel ve kamu sektörünün siyasal ekonomisi ile ilgilenen geniş bir sosyal bilimciler kesiminin başkaca analizlerini özendiren bir perspektif geliştiriyor.
Princeton University´den John Waterbury, bu rehber kitapta, sanayileşen ülkelerde (ülkelerin sanayileştirilmesinde) kamu kesimlerinin kaynakları, büyümesi, kapsamı ve reforme edilmesini inceliyor. Hepsi de geniş kamu işletmesi sektörleri oluşturan Mısır, Hindistan, Meksika ve Türkiye´yi karşılaştırırsak, ulusal/kültürel/kurumsal tercihlerin ötesine geçen bir kavramı, kamu mülkiyeti rejiminde "otorite-birim" (patron-uygulayıcı birim) ilişkisinin mantığını irdeliyor. Bu arada, kamu görevlilerinin nasıl rant avcılığına başladığını, kamu görevlilerinin kamu maliyesini nasıl kemirdiğini, nasıl düşük verimli ve yüksek maliyetli hale geldiğini açıklıyor.
Waterbury ayrıca kamu işletmesi ile ilişkili çıkar koalisyonlarının reformun önünde dehşetli engeller oluşturabildiğini kuvvetle vurguluyor. Ancak bu aynı koalisyonlar, bu ülkelerin kiminde hükümetlerin kamu işletmelerini siyasetten uzak tutmak için giriştiği özelleştirme şeklindeki köklü yeniden yapılandırmalara direnmekte yetersiz, parçalanmış ve zayıf kalmışlardır. Waterbury´nin zengin deneysel birikimle desteklenen birimler ve kollektif hareketler teorilerine ilişkin gözlemleri kamu işletmesi üzerine açıklayıcı, işlevsel ve kamu sektörünün siyasal ekonomisi ile ilgilenen geniş bir sosyal bilimciler kesiminin başkaca analizlerini özendiren bir perspektif geliştiriyor.
