Wolfgang Amadeus Mozart (Salzburg, 1756 - Viyana, 1791)
Salzburg`da doğmuş ve bu kent onun hep kaderi olmuş. Ne kadar uzak kalsa da bir gün geri dönmüş. Bir dahi olarak huzur içinde üreteceği, kendini özgürce ifade edeceği, rahat bir yaşam süreceği yeri ve koşulları aramış. Adeta ilahi bir güçle onun dimağına süzülüp eliyle kağıda dökülen notalar, çok alkışlanmış, çok da kıskanılmış.
Sanatçının kabına sığmayan ve şansızlıklarının sürükleyici bir roman tadında anlatıldığı Mozart kitaplarını okurken, müzik eserlerini hayranlıkla dinlediğimiz bu müzik dehasının yaşamını sürdürmek için çektiği sancılara tanık olacaksınız.
W.A. Mozart`ı anlatan ikinci kitapta ise dahi bestecinin Viyana`da geçiridği son on yılı ve ölümü romanlaştırılmış: Babasının koruyucu eli üzerinde olmaksızın, sarayda sürekli bir görev arayışı içinde çırpınan, üzüntüler içinde tutulmayan sözler ve kıskançlıklar yüzünden sonunda umutsuzluğa dönüşen ve yoksulluğu tattıran bir yaşam dilimi. Ama diğer yandan, müzik tarihinin o güne kadar görmediği bir dehanın ateşlediiğ hiç sönmeyen bir yaratma tutkusu ve peşpeşe gelen ölümsüz eserler...
Wolfgang Amadeus Mozart (Salzburg, 1756 - Viyana, 1791)
Salzburg`da doğmuş ve bu kent onun hep kaderi olmuş. Ne kadar uzak kalsa da bir gün geri dönmüş. Bir dahi olarak huzur içinde üreteceği, kendini özgürce ifade edeceği, rahat bir yaşam süreceği yeri ve koşulları aramış. Adeta ilahi bir güçle onun dimağına süzülüp eliyle kağıda dökülen notalar, çok alkışlanmış, çok da kıskanılmış.
Sanatçının kabına sığmayan ve şansızlıklarının sürükleyici bir roman tadında anlatıldığı Mozart kitaplarını okurken, müzik eserlerini hayranlıkla dinlediğimiz bu müzik dehasının yaşamını sürdürmek için çektiği sancılara tanık olacaksınız.
W.A. Mozart`ı anlatan ikinci kitapta ise dahi bestecinin Viyana`da geçiridği son on yılı ve ölümü romanlaştırılmış: Babasının koruyucu eli üzerinde olmaksızın, sarayda sürekli bir görev arayışı içinde çırpınan, üzüntüler içinde tutulmayan sözler ve kıskançlıklar yüzünden sonunda umutsuzluğa dönüşen ve yoksulluğu tattıran bir yaşam dilimi. Ama diğer yandan, müzik tarihinin o güne kadar görmediği bir dehanın ateşlediiğ hiç sönmeyen bir yaratma tutkusu ve peşpeşe gelen ölümsüz eserler...