Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 104 (Nisan 2017)

Stok Kodu:
3990000047157
Boyut:
19.50x27.00
Sayfa Sayısı:
80
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
3990000047157
608833
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 104 (Nisan 2017)
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 104 (Nisan 2017)
9.00

Yeme içme alışkanlıklarımız, GDO'lu gıdalar, İslam'da hoş görülmeyen ama giderek daha da yaygınlaşan ayaküstü yeme âdeti vb. konulara dair her gün bir şeyler okuyoruz, duyuyoruz. Tıp, teknoloji bu kadar ilerlemişken yine görülüyor ki asıl olan, tabiî ve sade olanlardır. Artık her şeyin organiğini, ilaç bulaşmamış olanını arıyoruz. Hatta kurt yeniği olursa daha makbul.

Bu ay, yaşadığımız topraklardaki en eski ecdadlarımızdan Selçukluların mutfağına girmeye çalıştık. Ne yerler, ne içerlerdi? Yiyeceklerini hazırlarlarken hangi aletleri kullanırlar, çorbalarını hangi kaplarda kaynatırlardı? Her şeyden önemlisi de sofra âdabları nasıldı?

Dosyamızı okuyunca göreceksiniz ki, Anadolu'da pek çok köydeki, kasabadaki sofralar, isimleri yöreden yöreye değişse de hâlâ aynı yahut benzer unsurlar taşıyor. Detayları, Ömer Uzunağaç yazdı.

Vefatının üzerinden 429 yıl geçen Mimar Sinan bizleri hâlâ şaşırtmaya devam ediyor. Onun, yakın geçmişimizde İstanbul'un ortasında, Ayasofya Camii'nin hemen önünde keşfedilen eseri “Ayasofya Çukurçeşmeleri”ni Ahmet Hamdi Bülbül kaleme aldı. Yaklaşık dört asır Osmanlı toprağı olmuş Rodos adasındaki tarihi seyahatimizde Melih Uslu sizlere rehberlik ediyor. Sivas'ın gelmiş geçmiş en meşhur valilerinden Halil Rıfat Paşa'yı, Yasin Özkan; büyük bir savaşın ardından Silistre'nin nasıl ayağa kalktığını, Doç. Dr. Ahmet Köç; Sultan İkinci Abdülhamid hayranı iki Fransız'ı, Kürşad Kaan Arıkan; memleketimizdeki yıkım çılgınlığına dair bir makaleyi de Kasım Hızlı kaleme aldılar.

Şimdiden Miraç Kandili'nizi tebrik eder, keyifli okumalar dileriz…

Yeme içme alışkanlıklarımız, GDO'lu gıdalar, İslam'da hoş görülmeyen ama giderek daha da yaygınlaşan ayaküstü yeme âdeti vb. konulara dair her gün bir şeyler okuyoruz, duyuyoruz. Tıp, teknoloji bu kadar ilerlemişken yine görülüyor ki asıl olan, tabiî ve sade olanlardır. Artık her şeyin organiğini, ilaç bulaşmamış olanını arıyoruz. Hatta kurt yeniği olursa daha makbul.

Bu ay, yaşadığımız topraklardaki en eski ecdadlarımızdan Selçukluların mutfağına girmeye çalıştık. Ne yerler, ne içerlerdi? Yiyeceklerini hazırlarlarken hangi aletleri kullanırlar, çorbalarını hangi kaplarda kaynatırlardı? Her şeyden önemlisi de sofra âdabları nasıldı?

Dosyamızı okuyunca göreceksiniz ki, Anadolu'da pek çok köydeki, kasabadaki sofralar, isimleri yöreden yöreye değişse de hâlâ aynı yahut benzer unsurlar taşıyor. Detayları, Ömer Uzunağaç yazdı.

Vefatının üzerinden 429 yıl geçen Mimar Sinan bizleri hâlâ şaşırtmaya devam ediyor. Onun, yakın geçmişimizde İstanbul'un ortasında, Ayasofya Camii'nin hemen önünde keşfedilen eseri “Ayasofya Çukurçeşmeleri”ni Ahmet Hamdi Bülbül kaleme aldı. Yaklaşık dört asır Osmanlı toprağı olmuş Rodos adasındaki tarihi seyahatimizde Melih Uslu sizlere rehberlik ediyor. Sivas'ın gelmiş geçmiş en meşhur valilerinden Halil Rıfat Paşa'yı, Yasin Özkan; büyük bir savaşın ardından Silistre'nin nasıl ayağa kalktığını, Doç. Dr. Ahmet Köç; Sultan İkinci Abdülhamid hayranı iki Fransız'ı, Kürşad Kaan Arıkan; memleketimizdeki yıkım çılgınlığına dair bir makaleyi de Kasım Hızlı kaleme aldılar.

Şimdiden Miraç Kandili'nizi tebrik eder, keyifli okumalar dileriz…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat