Zonguldak'ta Elektriğin Tarihi, sadece bir yerel tarih çalışması değildir.
Sadece, Türkiye'nin sanayileşmesi için gerekli olan kömür ve elektriği üreten Zonguldak'ın öyküsü de değildir.
1948 yılında ÇATES, 1952 yılında Zonguldak-İstanbul, ilk bağlaşımlı enerji nakil hattının ortaya çıkmasıyla,
1924 yılında, ön kapakta resmini gördüğünüz, Cumhuriyet döneminin ilk termik santralinin kurulmasıyla,
1924-1930 arası ülke karanlıktayken, 12 termik santrale sahip olmasıyla, Türkiye'nin ilk sanayi bölgesi olarak, elektrikçilik dahil bir dizi mesleğin gelişmesi ve bunun ülkenin diğer bölgelerine de yansımasıyla,
Türkiye'nin sanayileşme tarihinin de bir parçasıdır.
Belediye santralinin kurulduğu 1927 yılından, elektik dağıtım işlerinin TEK'e devredildiği 1982'ye kadar, Zonguldak Belediyesi tarhının de 55 yıllık parçasıdır. Bu kitabı yazarken sadece kuru bilgilerle yetinmeyip, okuru sıkmamaya çalıştım.
Elektriğin tarihini anlatırken, o sürecin toplumsal panoramasını da yansıtmaya çalıştım. Hatta yemeğin tuzu biberi niyetine biraz mizah bile kattım. Derler ya; “Kuzguna yavrusu kaz görünürmüş” Ben yaptığım işi beğendim. Dilerim siz de beğenirsiniz....
Zonguldak'ta Elektriğin Tarihi, sadece bir yerel tarih çalışması değildir.
Sadece, Türkiye'nin sanayileşmesi için gerekli olan kömür ve elektriği üreten Zonguldak'ın öyküsü de değildir.
1948 yılında ÇATES, 1952 yılında Zonguldak-İstanbul, ilk bağlaşımlı enerji nakil hattının ortaya çıkmasıyla,
1924 yılında, ön kapakta resmini gördüğünüz, Cumhuriyet döneminin ilk termik santralinin kurulmasıyla,
1924-1930 arası ülke karanlıktayken, 12 termik santrale sahip olmasıyla, Türkiye'nin ilk sanayi bölgesi olarak, elektrikçilik dahil bir dizi mesleğin gelişmesi ve bunun ülkenin diğer bölgelerine de yansımasıyla,
Türkiye'nin sanayileşme tarihinin de bir parçasıdır.
Belediye santralinin kurulduğu 1927 yılından, elektik dağıtım işlerinin TEK'e devredildiği 1982'ye kadar, Zonguldak Belediyesi tarhının de 55 yıllık parçasıdır. Bu kitabı yazarken sadece kuru bilgilerle yetinmeyip, okuru sıkmamaya çalıştım.
Elektriğin tarihini anlatırken, o sürecin toplumsal panoramasını da yansıtmaya çalıştım. Hatta yemeğin tuzu biberi niyetine biraz mizah bile kattım. Derler ya; “Kuzguna yavrusu kaz görünürmüş” Ben yaptığım işi beğendim. Dilerim siz de beğenirsiniz....
